aa_8FI0D.jpg

İstanbul'da meydana gelen 5,8 şiddetindeki depremin ardından Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Gaziantep İl Koordinasyon Kurulu (TMMOB GAZİANTEP İKK) İnşaat Mühendisleri Odasında (İMO) toplandı. Toplantı sonrası TMMOB İKK Sekreteri Abdülkadir Deniz tarafından yapılan açıklamada, Gaziantep'teki deprem risklerine dikkat çekilerek, "Bir dakika bile zaman kaybetmeden depreme hazırlanmalıyız" dedi.



29 Eylül 2019 Pazar
Gaziantep

Açıklamasına İstanbullulara geçmiş olsun dileklerini ileterek başlayan TMOBB İKK Sekreteri Deniz, İstanbul depreminin bir uyarı olarak algılanıp, depreme yönelik hazırlıkların başlamasını istedi. Deniz, "İstanbul'da meydana gelen bu deprem, depremle ilgili bugüne kadar yaptığımız uyarıların ne kadar ciddi olduğunu, dikkate alınması gerektiğini ve ülkemizin depreme hazır olmadığı gerçeğini bir kez daha yüzümüze vurmuştur. İstanbul depremi, nazikçe bizi uyarmış ve 'Depreme hazırlıklı olun' mesajını bir kez daha ancak güçlü bir şekilde vermiştir. Bu mesajın doğru alınması ve deprem hazırlıklarının zaman geçirilmeden yapılması, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği açısından büyük önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki, Türkiye bir depremler ülkesidir ve depremlere hazırlıklı olmaktan başka çaremiz yoktur" diye konuştu.

DEPREMLERDEN DERS ALMIYORUZ

 Mevcut teknolojik imkânlara göre, depremin herhangi bir zamanını, saatini tespit etme imkânı  bulunmadığını belirten Abdülkadir Deniz, geçmişteki depremlerden ders alınmamasına tepki gösterdi. Deniz, "Her an deprem olabilir düşüncesi ile hareket etmek zorundayız. O zaman bize düşen görev, bir dakika bile zaman geçirmeden depreme hazırlıklı olmaktır. Bunun için de iletişimden ulaşıma, deprem toplanma alanlarından afet sonrası koordinasyona kadar yapılması gereken tüm işler kısa sürede hayata geçirilmelidir. Deprem öncesi yapılması gerekenler yapılmalı, deprem sırasında yapılacak ve deprem sonrası sağlanacak koordinasyon da planlanmalıdır. 20 Yıl önce Marmara depreminde iletişim altyapısı çökmüş, haberleşmek imkânsız hale gelmişti. Oysaki iletişim ağının deprem sonrasında açık olması birçok insanımızın canını kurtaracaktır.5,8’lik İstanbul depreminde de aynı sorunları yeniden yaşamak son derece acı bir durumdur. Depremden ders almadığımızın bir göstergesidir. Depremlerden ders almak zorundayız. Doğanın her uyarısını ciddiye almak ve gereken hazırlıkları yapmak zorundayız" dedi.

FAY HATTINA 40 KM UZAKLIKTAYIZ

Gaziantep'in de deprem açısından riskli bir konumda bulunduğunu ifade eden Deniz, şöyle devam etti:

"Gaziantep, ülkemizdeki iki büyük fay hattından biri olan Doğu Anadolu Fay Hattına kuş uçuşu 40 kilometre kadar uzaklıkta bulunmaktadır. 20 Yıl önce meydana gelen Marmara depreminin onlarca kenti etkilediği dikkate alınırsa, 40 kilometrelik bir mesafenin hiçbir öneminin olmadığı ve fay hattında meydana gelebilecek olası bir kırılmanın 2,5 milyon insanın yaşadığı Gaziantep'i de büyük ölçüde etkileyeceği kesindir.

TOPLANMA ALANINA ÇOK KATLI BİNA

Ne yazıktır ki, Gaziantep'teki konut stokunun büyük kısmı mühendislik hizmeti almamış yapılardan oluşmaktadır. Şehrimizin yapı stoku hakkında hiçbir bilgimiz bulunmamaktadır. Gaziantep’te mevcut binaların çok az bir kısmı deprem güvenliğine sahiptir. Kentin yüzde 65’i çarpık, kontrolsüz ve projesiz binalardan oluştuğu için olası bir depremde kayıpların büyük olacağını söylemek mümkündür. Şehitkâmil bölgemizin depremde toplanma alanları ve depremde sahra hastaneleri olarak planlanan (METRO Arkası) bölgesi imara açılarak 15 er katlı binalar yerine dikilmiştir. Bu değişiklik Gaziantep şehrimize yapılmış çok büyük bir ihanet olarak görmekteyiz. Ayrıca bu bölgede planlama harici altyapı ve ulaşım bakımından önümüzdeki yıllarda çok ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz.

DEPREM MASTER PLANI HAYATA GEÇMELİ

Kısacası İstanbul'daki depremi bir uyarı olarak kabul ederek, depremi yeniden gündemimize almamız elzemdir. Gaziantep olarak deprem master planını biran önce projelendirerek hayata geçirmek, daha doğrusu depremle yaşamayı öğrenmekten başka çaremiz yoktur. Ayrıca ilköğretim seviyesinde çocuklarımıza deprem anında neler yapmaları gerektiğiyle ilgili eğitim verilmesi de şarttır. İmar affıyla Mühendis mimarlar hiçe sayılarak ‘güvenli yapı üretimine ihtiyaç olmadığı ortaya konulmaktadır. İmar Barışı ile mühendislik hizmeti alınmadan yapılan binaları kaçak olmaktan kurtarabilirsiniz ama depremden kurtaramazsınız. Mühendislik hizmeti almamış, kaçak olarak üretilmiş olan yapılar süresiz olarak yasal hale getirilmesi suretiyle de halkımızın can, mal güvenliği korunamayacaktır. İstanbul Kartal’da Yeşilyurt Apartmanı’nın kendi kendiliğinden üç katı kaçak olduğu için çökmesi sonucu 21 vatandaşımızı kaybetmenin hala üzüntüsü içerisindeyiz.

İŞBİRLİĞİ VE DESTEĞE HAZIRIZ

Güvenli ve sağlıklı yerleşim alanlarının oluşturulması için depreme duyarlı ve bilimsel planlama ilkelerini esas alan kent politikalarını hayat geçirmek zorundayız. Diğer taraftan depremler, artık sadece belli kentlerin sorunu olarak görülmemeli, ulusal bir sorun olarak ele alınarak tüm kentlerimizin deprem güvenliği sağlanmalıdır. Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları olarak, deprem güvenliğinin sağlanması için tüm kamu kurum ve kuruluşları ile her türlü işbirliğine ve desteğe hazır olduğumuzu kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz. Mühendis ve mimar odaları olarak mesleki bilgi birikimimizi kentin yararı ve çıkarı için kullanmaktan imtina etmeyeceğiz."






Yorumlar
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum yaz
600

Üye Ol


Cinsiyet :
Bay
Bayan





Üye Girişi