rr_pB6xG.jpg

Gazetemiz sahibi Mehmet Bozkurt’un dün ‘’Gastronomi şehrinde kalitesiz ekmek tüketmek’’ başlığıyla kaleme aldığı yazının ardından vatandaşlarda Gaziantep’te gerek ekmeğin hem de pidenin kalitesiz olduğuna dikkat çektiler.



20 Şubat 2020 Perşembe
Gaziantep

Bozkurt, dün ki yazısında Gaziantep’te ekmeğin ve pidenin kalitesiz olduğundan hemen hemen herkesin şikâyetçi olduğunu, bunun ise en önemli etkenlerden birisinin UN olduğunu ifade etmişti.

ONLARCA VATANDAŞ YORUM YAPTI

Bozkurt’un bu yazısının sosyal medyada ve diğer mecralarda paylaşılmasın ardından onlarca vatandaş yazıya yorumlar yaptı. Yapılan yorumların çoğunluğu ekmeğin kalitesiz olması ve fırınların denetlenmemesi üzerine oldu.

İŞTE O YORUMLAR:

Ersin Aydınalp: Antep’te hiçbir yerde ekmekte kalite yok!

TC Abdulkadir Zeki Atay: Acaba neden? 200 gramlık ekmeğin yarısından fazlası katkı maddeleri olduğundan ve unu baklavalık un yapıyorlar, geri kalanı ise ekmeğe kullanıyorlar. Ayrıca, kullanılan buğday yumuşak, Mezopotamya bölgesinde yani Viranşehir’den Habur’a kadar topraklarda yetişen buğday dünyanın 1.sınıf buğdaydır.

Mehmet Zeytinci: Eskiden ekmeği alıp eve geldikten sonra yarım saat sofrada sıcak ekmek yerdik. Şimdi fırından çıktıktan iki dakika sonra taş gibi oluyor, sönüyor. Bazıları ekşiliğinden yenmeyecek kadar kalitesiz.
Hakkını yemeyelim bildiğim iki üç fırın var. Gayet lezzetli ve dolgun ekmek yapıyor. Geçenlerde birine sordum. Neden sizin ekmeğiniz kaliteli diye. Fırıncı da işçilik ve sabır cevabını verdi. Demek ki, fırıncılar odası iyi bir kurs verse, kaliteli ekmek yiyebileceğiz.

Mustafa Fatoş Özdinç: Fırın seçiyoruz. Çok kalitesiz yapılıyor.
Suriye ekmeği bile bizim ekmekten daha iyi.

Müslüm Çolakoglu: Kalite hiç yok. Denetleyen kurum da yok.

Mehmet Şahin Özpolat: Pişmemiş hamur ekmek yiyoruz. Oda oy kaybetmemek istemez. Belediye oy kaybetmek istemez. Bu nedenle denetim yapılmıyor.

Ömer Dabanıyassı: Mesleğini seven insan kalmadı. Fırına gidiyorsun, yumağı üçe bölüyorlar. Tarifede ikiye böl diyor. Sorunca para kazanamıyoruz diyorlar.

Ibrahim Aynur Kaplan: Fırınlar neden denetlenmiyor! Denetlensin. Ekmeğe gelene kadar akşam olur.

Ibrahim Aynur Kaplan: Kötü komşu insanı hacet sahibi yaparmış. Biz fırından ekmek almayı bıraktık. Ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz. Böreği de yufkayla evde yapıyoruz. Lahmacun yerine Kilis tavası yapıp yiyoruz. Bunları fırına yaptırınca yumakları 3-4’e bölüyorlar. Pahalıya mal oluyor. Hiç olmayan işin 40 türlü yolu vardır. Araştırın. İlla her şeyin bir alternatifi bulunur.

Doğan Büyükuzun: Belediyeyi göreve çağırıyoruz. Gerçekten ekmek çok kalitesiz ve lezzetsiz. Kalite standardı gelebilir.

Gözübüyük Metin: Fiyatı yükseldikçe kalitesi bozuluyor. 1.25 lira olduktan sonra kalite iyice bozuldu.

Celal KaplanTürkiye’de en kalitesiz ekmek Gaziantep’te.

Mehmet ErdoğanÇok doğru. Katılıyorum size.

Mehmet Zafer Tavuz: Belediye ne iş yapar acaba?

Müzeyyen Güldüoğlu Yiğit: Ekşi maya ekmekte kullanılırsa çok iyi olur. Köy unundan yapılan ekmekten yarım veya bir dilim yediğinizde doyuyorsunuz.

Hurşit Besle: Ne tırnaklı ekmek, ne de somun kaliteli. Gaziantep’ten daha kalitesiz yapan yer görmedim. Gündeme taşımanız çok yerinde. Sizi kutluyorum.

Kadir Göçer: Diline, yüreğine sağlık Mehmet bey. Ekmekte durum aynen yazdığınız gibi.

Tekin Altuncu: Değerli Mehmet;
Gastronomi logolu Kentimizi ilgilendiren haberin başlığı ilgi çekici. Ancak bu haberi ve bahse konu haber başlığını, ülkemiz geneli için kullanmakta fayda görüyorum ve bir kısaltma yapmak istiyorum izninizle.
"Kalitesiz Ekmek Yemek.!"
Sayfaları başa sarmak gerek bu kısaltılmış başlığın altını doldurabilmek için.
Ekmek yapımı için 4 temel malzeme gerekli.
* Un
* Su
* Maya
* Tuz
Doğal olarak, bunları bir araya getirip, hamur yapmak ve pişirmek gerekiyor. Süreç bu şekilde. Ancak.;
* Un.;
Senelerden bu yana süregelen ve "yeşil devrim" olarak adlandırılan tarım ve gıda uygulamaları sebebiyle, toprak - su - hava (iklim şartları) - tohum özelliklerinin, zorlayıcı bir şekilde ve olumsuzluklarla dolu değişime uğraması, sadece ekmekte değil, diğer gıda maddelerinde de insanları 'kalitesizliğe' mecbur bıraktı maalesef. Güç odaklarının "hakim olma" güdüleri ile, Kimya teknolojisinin ve sanayisinin gelişmesi, bu gidişatı destekledi. Ve sonuç olarak, unun elde edildiği tahıllar, tahıl olmaktan çıktı. Aynı ölçek topraktan daha fazla ürün alabilmek için, kimyasallara başvuruldu. Toprak kendi doğal döngüsünü kaybederek, daha fazla kimyasal desteğe(!) ihtiyaç duydu. Toprağı, toprak yapan değerler kayboldu ve kimyasallara muhtaç hale geldi. Yetişen tahıllar da, bu uygulamalar neticesinde, değişime uğrayarak toplum sağlığını tehdit eder hale geldi.
Bu metodlar ile elde edilen tahıllar, endüstriyel işletmelerde -mikron bazında- un haline getirilirken, tahılın en faydalı kısımları olan kepeği ve ruşeymi ayrıştırılıp, sadece nişasta kısmı, fırıncıların /ekmekçilerin / kullanıcıların istekleri doğrultusunda piyasaya sunuldu. Tabii ve doğal olarak, katkı maddeleri ile bezenerek. Özetlemeye çalıştığım nedenlerden ötürü un, un olmaktan uzaklaştı ve bizleri yavaş yavaş zehirleyen bir malzeme haline geldi.

*Su.;
Artan nüfus, sanayileşme, küresel iklim değişikleri, bilinçsiz kullanım, vb nedenler su kaynaklarını da verimsizleştirdi ve olanı da azaltarak ihtiva etmesi gereken değerleri bozdu. Bunun ötesinde, şebeke sularının naklinde kullanılan asbestli ve/veya miyadı dolmus borular, hijyeni sağlamak(!) için katılan kimyasallar, sağlığımızı olduğu gibi tehdit eder hale gelmişken, ekmek hamuru yapmak için kullanılan su da, bahse konu şebeke sistemi ve düzeni ile iletilen aynı su maalesef.

*Maya.;
Günümüzde ekmek yapan fırınların tercihini belirleyen en önemli malzemesidir hiç kuşkusuz. Fırında ekmek almaya gelen tüketiciye, talebini karşılayabilmek amacıyla, tezgahta hazır durumda olan ekmeği vermek gerekir ki, bunun çözümü 'endüstriyel' mayadır. Hamuru, çok kısa sürede hazır hale getirmek ve tüketiciye arzda süreklilik sağlayabilmenin en hızlı ve kolay yoludur 'endüstriyel' maya ile hamuru mayalamak. Bu süreçte hamur fermente olmaz ve sadece pişmeye hazır hale gelir. Zaten, tahılın kepeği ve ruşeymi alınarak sadece nişasta kısmı ile yapılan ekmek, endüstriyel mayanın devreye girmesi sonucunda, mideye çöken, sindirilmesi zor olan ve hatta bağırsaklarımızda bulunan vilüslerin çalışmasını önleyen bir hal alır.

* Tuz.;
Ülkemizin tuz kaynakları bellidir ve ihtiyacı karşılayabilmenin yolu, tuz havzasının ne hale geldiğinden öte, piyasaya rafine edilmiş ürünleri hazır hale getirmekten geçer.
...
Tüm bu gerçekler gün ışığı gibi orta yerde dururken, sadece Gastronomi merkezi olan kentimizde değil, ülkemiz genelinde "kaliteli ekmek" yiyebilmek oldukça zor..!!

Linke tıklayarak, yorumlara bakabilirsiniz: https://www.facebook.com/groups/535504683232653/?multi_permalinks=2682675888515511&notif_id=1582145431519191&notif_t=feedback_reaction_generic

 






Yorumlar
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum yaz
600

Üye Ol


Cinsiyet :
Bay
Bayan





Üye Girişi