Hani ortak akıl, hani hepimiz aynı gemide idik?

Mehmet Bozkurt yazdı.

Virüsün ülkemizde boy göstermesinin ardından herkes gibi yerel basın olarak, bizler de ciddi sıkıntılar yaşadık.

Hala da yaşamaya devam ediyoruz.

Gazeteler baskısına ara vermek zorunda kaldı.

İşverenler ve çalışanlar sıkıntılar yaşadı.

Yani anlayacağınız 45 günden beri evde oturuyoruz.

Gelirimiz sıfıra indi neredeyse.

Bir kahveci, bir çay ocağı dahi gidip belediyeden, devletten yardıma başvuru yaparken, bizler bunu yapamıyoruz.

Çünkü, bizim bağlı olduğumuz oda filan bulunmuyor.

Bu süreçte, devletin, belediyelerin, özel sektörün, odaların yerel basına destek olmasını beklerdik.

Ama, olmadı.

Ta ki, 23 Nisan’a kadar.

23 Nisan da SANKO Holding basına destek amaçlı bir ilan verdi ve gücünce destek oldu.

Ama, SANKO’nun dışında kimse bizleri düşünmedi.

Ama, söze gelince bu şehir ortak akıl şehri!

Söze gelince, bin tane fabrikaya sahip bir şehiriz.

Söze gelince Türkiye’de en fazla ihracat yapan şehirlerin başında geliyoruz.

Ama, iş yardımlaşmaya, dayanışmaya gelince durum farklı.

                                            ***

Cumhurbaşkanı Erdoğan bir yardım kampanyası başlattı.

Medyadan takip ettiğim kadarıyla bu kampanyaya büyük şirketler, firmalar, holdingler milyonlarca lira bağışladı!

Hatta Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü galiba bir milyon lira bağışladı.

Bu bağışa destek verilmesine sözümüz yok.

Doğru olanı yaptılar.

Ama, bu kurum ve kuruluşlar basına da ufak dahi olsa destek veremez miydi?

Elbette verebilirlerdi!

Ama, bize destek verdiklerinde reklam olmayacaktı, verilen destek gösteriş olarak topluma aktarılmayacaktı.

Onun için basın değersiz görüldü.

Ne diyelim, virüs süreci bizlere de basın olarak kimin iyi, kimin kötü olduğunu gösterdi.

En azından zor günde şehrin sadece SANKO’dan ibaret olduğunu gördük.

Bu süreçten bizlerin de çıkarması gereken dersler olduğunu düşünüyorum.

Ha, bu süreçte sadece 500 lira da büyükşehir belediyesi destek verdi.

Onu da belirtmezsem doğru olmaz.

Bunu da belirtmiş olayım.

                                                  ***

Bu arada bizler bu süreci yaşarken, ulusal televizyonlara reklam veren Gaziantepli firmaları gördük.

Onları da unutmayacağımızın bilinmesini isteriz.

Ayrıca, bu duruma belki benden başka tepki gösteren olmadı, olmaz da.

Ben kendimden sorumluyum. Diğerlerinin ne yaptığı, neden gündeme getirmediği beni bağlamıyor.

Hani, Tevfik Fikret diyor ya, ‘’Hak bildiğin yolda, yalnız da olsan yürüyeceksin.’’ diye.

O nedenle ben kendime bakıyorum.

Hak bildiğim yolda tek de olsam doğruları yazmaya çalışıyorum.

---