pol_17jpO.jpg

Gaziantep’te siyaset ve ticaret ile uğraşan Erol Satıloğlu, gündeme dair dobra dobra açıklamalarda bulundu. Satıloğlu, Gaziantep’te üst üste gelen intiharların pek hayır alamet olmadığını, insanların psikolojisinin git gide bozulduğuna dikkat çekti.



14 Mayıs 2022 Cumartesi
Gaziantep

Gazetemize Gaziantep ve Türkiye gündemi ile ilgili açıklamalarda bulunan Satıloğlu, tüm gerçekleri açık sözlülükle dile getirdi. Doktorların, iş adamlarının ve banka güvenlik görevlisi gibi geliri iyi olan insanların intihar ettiği yerde, gariban ve yoksulun Allah yardımcı olsun diyen Satıloğlu, şu açıklamalara yer verdi:

* Kentimizde intiharlar artmaya başladı. Doktor, güvenlik görevlisi, iş adamı, vatandaş hepsi intihar ediyor. Gelir düzeyi vatandaşa göre yüksek olan doktor, iş adamı, banka güvenlik görevlisi intihar ediyorsa, geliri dip seviyede olan gariban halk ne yapsın? İşte bu nedenle insanların ruh hali iyi değil. Memleketin gidişatı iyi değil.

* Mülteci meselesine gelecek olursak. Benim bir oğlum var. 2.5 yıldan beri evli. Evi var, memuriyet maaşı var. Buna rağmen çocuk yapmaya korkuyor. Neden? ‘Baba, çocuğa bakamam diyor.’  

* Bir yanda böyle bir durum varken, diğer yanda Suriyeliler ha bire çocuk yapıyor. Bunlar bu çocukları nasıl, neye göre yapıyorlar anlamış değilim.

* Diğer taraftan ülkemize Afganlılar geliyor. Bu insanlar gelirken cebinde para yok. Sadece üstlerindeki elbise ile geliyorlar. Bu insanlar burada ne yapacak? Nasıl geçinecek? Bu insanları nereye kadar Türkiye’ye alacağız? 

* Devlet çifçiye, köylüye, 'ekme üretme ben ithal edeceğim' diyor. Hâlihazır da çiftçi, köylü işsizken, üstüne bir de işsiz olarak Afganlar, Suriyeliler geliyor. Bu kadar işsiz insan ne yapacak? Ne yiyip içecek? Nasıl geçinecek?

* Dört mevsimi bir arada yaşayan, dünyanın merkezi noktasında yer alan, tarım, hayvancılık ve ürün yetiştirmeye en müsait ülke olan Türkiye’de, 25 TL’ye domates yiyoruz. Allah’tan Ukrayna’da savaş var da biraz ucuzladı, fiyatı düştü.

* Bugün İnönü Caddesi’ne, Şıhcan’a indiğim de hiç Türk yok. Ben başka bir ülkeye mi geldim diyorum. Adamlar da saygı yok, trafik kuralına uyma yok, kanuna uymak yok. Adamlar suç işlediklerinde ceza almıyorlar. Öyle olunca da istedikleri gibi hareket ediyorlar.

* Bu ülkede vatandaşlık vermek bu kadar kolay mı? Ver 300-500 bin doları, vatandaşlık al. Ne güzel iş be! Biz, bu toprakları kanımızı sulayarak almışız. Kendi ülkemiz de yabancı duruma düştük.

* Çocuklarıma soruyorum, baba elimizde bir imkân olsa, Avrupa’ya gideriz diyorlar. İşyerim üniversite civarında. Yoldan geçen kimi çağırsam, ayağımı dışarı atsam diyor. Bu şekilde sizler gelecekte bilim insanı, bilgisayar mühendisi olan insanları kaçırıyorsunuz. Siz, beyin göçünü kaçırıyorsunuz arkadaş.

* Suriyelilerden dolayı, bugün en kötü 2+1 ev fiyatı 2.500 TL olmuş. Bizim insanımız ne yapacak? Asgari ücretin 4.250 TL olduğu bir yerde nasıl yaşayacak? Bir adam 2.500 TL kiraya verse, kuru ekmek yese bile zor geçinir. Bu insanlar yemeyecek mi, gezmeyecek mi, giyinmeyecek mi?  

* Oda başkanları çıkıp her ay ihracat rekoru kırdık diyor. İhracat nasıl rekor kırıyor? Hepsi kâğıt üzerinde. İhracat rekor kırıyorsa bu piyasaya, işçiye neden yansımıyor? İhracat rekor kırıyor diyorlar. Gidin bakın iş adamlarının hepsi gırtlağına kadar borçlu. O nedenle hiçbiri konuşamıyor. İş adamları ile bire bir konuştuğumuz da, ah diyor. Ama çıkıp konuşamıyor. Bu kadar ihracat rekoru kırılıyorsa, bu kadar yoksul halk niye var?

* Akşamları Pazar yerlerine bir gidin bakın. Pazar yerlerindeki esnaf malını topladıktan sonra yere dökülen domates, biberleri toplayan nice insanlar var. İnsanlar bu halde.

* Kupondan indirimli ekmek dağıtımı olur mu? Savaşta mıyız biz? Rahmetli dedem anlatırdı, Antep harbinde karne ile ekmek almışlar. O zaman savaş vardı, kıtlık vardı. Şimdi ne var?

* Böyle bir ortam da, diyanet işleri başkanının bindiği araba, hemen hemen cumhurbaşkanının bindiği arabayla aynı. Bir defa din işleri ile devlet işleri ayrılmalıdır.

* Gaziantep’e ünlü bir profesör geldi. Bu kişiyi herkes tanır. Adam para almadan dua etmeye gitmiyor. Ya sen Allah rızası için dua etmeye gidiyorsun kardeşim. Adam bana sanki sanatçıymış gibi pazarlık yapıyor. Böyle bir adamın Allah’a yaptığı dua boşunadır. Şu sokaktaki berduş, belki ondan daha imanlıdır, daha samimidir. Yani anlayacağınız, her şeyimiz para oldu. Duamız da para, cenazemiz de para, düğünümüz para, selamımız dahi para oldu.

* Ben sene 1987-88 yıllarında İstanbul’da yaşardım. Gaziantep’e geldiğimde, babam ile çarşıya inerdik. Yazıcık’tan uzun çarşıya iki saatte gidebilirdik. Neden? Selam verip, insanların ağırlamasından ancak gidebilirdik. Şimdi adam seni gördüğünde yüzünü dönüyor, beni görmesin diyor. Niye? Bir çay 3-5 lira olmuş. Adam bir çay dahi ısmarlayamıyor. Eskiden adam ölümü gör diye zorla sofrasına oturttururdu seni. Şimdi var mı böyle şeyler? Belki şu anda çoğu evde et yok. İnsanlar et alamıyor. Et lükse girdi. Bırakın eti, bazı insanlar ekmek  dahi alamıyor.

* Bugün bir çocuğu, genci durdurup bu kentin geçmişini, tarihini, şehitlerini, eski belediye başkanlarını sor, bilmezler. Niye? Çünkü boş beleş tarihini, kültürünü bilmeyen bir nesil istediler.  

* Elektrikğe yüzde 200 zam yapıldı. Böyle bir şey var mı? Cari açık var denildi. Dolar bir anda 3 katına çıktı. Orada vuran vurdu, açıklarını kapattı. Olan kime oldu? Gariban halka, sanayiciye oldu. Sanayicilerin birçoğu intihar etti. Bu intiharlar basına yansımadı.

* Esnafın durumunu görmek için, gidin icra dairelere bir bakın. Şu anda insanlara ucuz krediler vererek, herkesi borçlandırıyorlar. Amaç ney? İnsanlar sıkıntıdan kafasını kaldırmasın. Gemisini kurtarmakla uğraşsın. Devletten mevletten uğraşmasın istiyorlar.

* Esnaftan nargile için 6.750 TL, müzik için ise 1.800 TL vergi alınıyor. Her şeyden vergi alıyorlar. Ancak müzik yasak, nargile yasak, sigara yasak. Her şey yasak.

 






Yorumlar
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum yaz
600

Üye Ol


Cinsiyet :
Bay
Bayan





Üye Girişi