Galatasaray’ın eski başkanı Adnan Polat, başkanlık dönemine ait şok bir itirafta bulundu. Adnan Polat TRT Spor’da yayınlanan Ajans Saati programında yaptığı açıklamada “Galatasaray’dan nasiplenen insanların ayağına çok bastım. Söz konusu kulüp olduğunda sıfır toleransla gidiyordum” şeklinde konuştu. Kendi döneminde 38 kişiyi yolsuzluk nedeniyle kulüpten attığını belirten eski başkan,“Ben 2011’deki durumu şöyle değerlendiriyorum, Galatasaray’dan nasiplenen insanların ayağına çok bastım. Söz konusu kulüp olduğunda sıfır toleransla gidiyordum. 38 kişiyi yolsuzluktan kulüpten attım ben. Bir kısım manevi olarak kulüpten menfaatleniyordu, onların söz sahibi olmasını engelledim. Bir grup da benden rahatsız olmaya başladı. Bir kesim var yüzde 5-10’luk kesim. Galatasaray’dan bir şeyler kazanmaya çalışıyorlar. Bunları kulüpten çıkardım” dedi.
Kulüpten uzaklaştırdığı insanların duygusal hareket ettiklerini belirten Adnan Polat “Birçok kimsenin Galatasaray menfaatlerini korumak için canını yaktım ve karşıma da böyle bir sonuç çıktı. Galatasaray’da neredeyse her ay lisede aynı sınıfta olan arkadaşlar toplanıyorlar. Mesela biri soruyor, ‘Başkan seni neden attı?’ diye, diğeri de diyor, ‘Lise düşmanı başkan’ diye. O da duygusal bir bağ oluşturuyor tabii. Bir de tüzüğü değiştirmemiz gerekiyordu. Düzenlemeyi yaparken bana dokunma yanarsın dediler ama yapmak zorundaydık. Süresi dolmuştu. Birde lise dışında üye alamıyorduk, almak istiyorduk. Eskiden Galatasaray Lisesi’ne çocuk gelirdi, 18 yaşına kadar devşirirdi o çocuğu Galatasaray. Ama şimdi 14-15 yaşındaki geliyorlar, onlar da takımlarını seçmiş oluyorlar belki rakip takımın taraftarları. E onlar da kulübe giriyordu. Bizim dışarıdan üye sokmamız lazımdı. O üye alma konusu da genel kuruldan geçtikten sonra 400 kişiyle sınırlandırıldı. Başka kimseler inisiyatif almak isteyince, liseliler dışındakilere izin vermedim. Sonrasında da bana karşı bir haçlı seferi başladı. Ben liselileri korurken, liselileri kandırıp bana karşı kullandılar. Şimdi her şey ortaya çıkmaya başladı” ifadelerini kullandı.
Galatasaray’ın CAS başvurusunu değerlendiren Adnan Polat, “Galatasaray’ın CAS’a başvurması, alınmış bir karar vardı UEFA tarafından ve bu kararı gözden geçirip yeniden Galatasaray’a dönmek istediler. Galatasaray da bu yüzden CAS’a başvurmuştur ama sadece Galatasaray’la ilgili değil bu durum Finansal Fair Play’i biz Türkiye’ye öğretemedik. UEFA’nın öğretmeye çalışması zoruma gidiyor. Ben 2008’den itibaren gelecekte bu tür durumlar olacağını söylemeye başlamıştım. Uyarıyordum da. Bu olaylar benim için sürpriz değildi. UEFA zaten bunları yayınlamıştı. Ben de şapkadan tavşan çıkarmadım. UEFA’nın yayınladığı yeni yönetmeliği duyurmaya çalıştım ancak bizde günü kurtarma felsefesi olduğu için kimse gelecek için çabalamıyor. Taraftarları anlıyorum ama kulüpler, camialar geleceğe yönelik işler yapmalılar. Bunları oluşturduğumuz takdirde Galatasaray’ın 2014’te sıfır borçla girmesi gerekiyordu. Ancak gelirler har vurup harman savruldu, neticesi de böyle oldu. Son yönetim 7 yıllık harcamalar nedeniyle bu durumda. Hemen temizlenmesi çok uzun zaman alacak ve kimse buna sabır gösteremeyecek. Bir ileri iki geri devam edecek ama bu Türk futbolu için geçerli. Modelimizi değiştirmemiz lazım. En basiti, İngiliz modeline dönmek. Finansal Fair Play’i kendimiz kontrol ederiz. Hemen yapılırsa Türk futbolu, kendi kendini kontrol eden bir sektör olarak hayatını devam ettirebilir” açıklamasında bulundu.
Galatasaray’ın borçlarından söz eden Adnan Polat, yönetimiyle birlikte hazırladıkları projeksiyonda sarı-kırmızılı kulübün 2014’e borçsuz girmesi gerektiğini söyledi. Polat, “2011’de Galatasaray’ın banka borcu 110 milyon Dolar civarındaydı ben bırakırken. Toplamda ise 328 milyon Dolar’dı borç. Benden önce ise 2006’da, 228 milyon Dolar’dı. Benim dönemimde 100 milyon Dolar artmış, kulübün hisseleri alındı. Halka açık olan hisselerden. Stat yapıldı. Ciddi para harcandı. 1996’dan 2006’ya kadar devlete ait olan gayrimenkullerin hiçbirinin parası ödenmemişti onlar ödendi. İcra takipleri ödendi. UEFA’da problemde birinci sırada olan kulüptük, onlar ödendi ve borç yükseldi. Ama gelirimiz de 70 milyon Dolar’dı. Projeksiyonumuzda Galatasaray 2014’e sıfır borçla giriyordu. Maalesef bize 2011’e kadar müsaade edildi ve ayrıldık. Sonrasındaki yönetimler de ‘Ben şampiyon olayım benden sonrası tufan’ düşüncesiyle yaklaştı. Gelirlerin bir kısmı TL olduğu için ve kurlar bu durumda olduğu için nasıl kurtulur bilmiyorum. Sponsorluklar düştü. Güven unsuru ortadan kalktı. İnşallah Türk futbolu yeniden inşa edilir ve ivme kazanırız” ifadelerine yer verdi.
Galatasaray’a yeniden başkan olmayı düşünmediğini ancak kendisinden yardım isteyen her yönetime destek olabileceğini belirten Polat, başkan Mustafa Cengiz’in kongrede kendisinden özür dilemesinin hatırlatılması üzerine ise, “Mustafa başkana da kongreye de teşekkür ederim. Kırgınlık geçiyor belki. Kongre de kalkıp alkışlıyor, destek olarak algılıyorum. Kabul ettiler yanlış yapıldığını. Çünkü çok üzülmüştüm, ben kulüpten hiçbir şey beklemeden uzun yıllar hizmet ettim hala da elimden gelen bir şey olursa yaparım Galatasaray için. Usulsüz bir şekilde idari ibra diye bir şey çıkarılmıştı ve 46 yargıcın 46’sı da ibra etmedi. İnşallah bundan sonrasında aynı kabalık hiçbir başkana yapılmaz çünkü Galatasaray’ı çok zor günler bekliyor” dedi.
Galatasaray’da gündemde olan gayrimenkullerin satılmasıyla ilgili düşüncelerini aktaran Polat, “92’de yeni bir takım kurmamız gerekiyordu ve Ümit Milli Takım’dan çocuklarla kurduk. Çok düşük bir maliyetle. İki yıl şampiyon olduk. Sonra seçim yapıldı ben de 96’da ayrıldım. Çünkü politika yapmaya değil, hizmet etmeye gelmiştim. 2006 Galatasaray’da benim gördüğüm en kötü dönemdi. Futbolcular antrenmanlara çıkmıyordu. Özhan Canaydın yardım isteyince ben de katıldım yönetime. Benim için o dönem öncelik geleceği kurtarmaktı. Işığı da gördük ama seçim kararı alıp, aday olmadık. Sonrasında da Galatasaray’ın sıfır borca gelmesi gerekiyordu ama borcu aynı yerde tutup 5 misli gelir kazanmışlar. Kapanması gerekiyordu o gelirin. Şimdi Mustafa başkan uğraşıyor ama bu borcun altından, camia böyle parçalara bölünürken kalkmak çok zor. Allah yardımcısı olsun. Gayrimenkuller satılsa da borçlar bence kapanmaz. Şu an borç 520 milyon Dolar dediniz ama böyle devam ederse de borç daha da çıkacak bence” açıklamasında bulundu.
Fenerbahçe’nin gidişatını ve Phillip Cocu ile ilgili gelen bir soruyu ise Polat, “Cocu, Hollanda’da 3 sene takımını şampiyon yaptı. Rijkaard, Barcelona’yı İspanya ve Şampiyonlar Ligi şampiyonu yapmıştı. Burada problem nedir diye bakınca, şartlar birbirinden çok uzak. İnsanların kafa yapılarından bahsediyorum. Rijkaard bizim takımı kampa almazdı. Bunlar profesyonel futbolcu aileleriyle kalsınlar, onlar kendilerine bakarlar diyordu. Ama Türk ve Güney Amerikalılar hiç öyle değiller. Onlar futbolcuların kendilerine sahip çıkacağını düşündüler ama olmadı. Ben bunları anlattım, söyledim ama en ufak bir değişiklik yapmadı. Mecburen gönderdik. Aynı durum Fenerbahçe için geçerli. Cocu, tecrübeli yöneticileri dinlerse ve uygulamalarını ona göre yaparsa Fenerbahçe yol alabilir Cocu ile. Rakibimiz de olsa umarım Fenerbahçe, Cocu ile iyi yol alabilir. Neticede Fenerbahçe’nin rekabet içinde olmadığı bir ligde ekonomik olarak da olumsuz etkileniyor” şeklinde yanıtladı.
Galatasaray başkanlığı yaptığı dönemde Fatih Terim ile çalışmak istediğini ancak olmadığını belirten Adnan Polat, “Şu anki düşüncemle istemezdim. Ama hayırlı olsun Galatasaray’a” ifadelerine yer verdi.
Sarı-kırmızılı takımı değerlendiren Adnan Polat, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Galatasaray’ın eksiği olduğunu düşünmüyorum. Stat doluyor ve en önemli avantajı bu takımın. Takımı da iyi buluyorum. Eksik varsa da, hocalar altyapılardan yetiştirsinler. Hep hazır hazır olunca, borç alıp başını gidiyor. Bir maça gelmek istiyorum. Özledim, 3-4 yıl locam vardı ama hiç gitmedim hep boş kaldı. Yeniden almam lazım çünkü ekonomik olarak da destek olmak isterim. Stadın oradan 2 kez geçiyorum. 5 senemi verdim stadın yapılması için sanırım gidip de maç izlemeyi hak ediyorum artık.”
Türk futbolunun yeni ivme kazanması için federasyonun İngiliz modeline geçmesi gerektiğini belirten Adnan Polat, “TFF’nin yönetim modelini değiştirmesi lazım. Maç organizasyonunu yapması, hakemleri organize etmesi lazım. Bütçeyle ilgisi olmamalı. Benim dönemimde Aziz Yıldırım, Kulüpler Birlği başkanıydı. Çalıştık bu model için ama olmadı. Kulüpler Birliği bir şirket kurmalı ve Finansal Fair Play’i kontrol etmeli. Bu şirketin profesyonel ekibi kulüpleri incelemeli ve kuralların dışına çıkılmasına izin vermemeli. Çıkıldığı anda ise TFF’ye haber verilmeli ve yaptırım uygulanmalı. Bu olmazsa işin içinden çıkılmayacak. Kendi kendini koruyan bir mekanizmaya gidilmeli ve bu yapılabilir. Fikret başkanla konuştuk, böyle bir uygulama anlatmıştı. Çok sevinmiştim ama ne oldu onu bilemiyorum. Bir de yabancı oyuncuyla ilgili kurallar konmalı. Kulüpler de bütçelerinin kayda değer bir kısmını altyapıya sokup, futbolcu yetiştirmeli” dedi.
Başkan olduğu dönemde Arda Turan’dan çok umutlu olduğunu ve yıldız futbolcunun da Barcelona’ya transfer olana kadar kariyerini iyi şekillendirdiğini belirten Adnan Polat, “Benim dönemimde Arda’nın futbolundan, ahlakından çok memnundum. Atletico Madrid’den Barcelona’ya gidene kadar iyiydi. Ama para, şöhret herkes idare edemiyor. Şu anda olanları da üzülerek izliyorum. Daha başarılı olmasını isterdim. Hayal kırıklığı ve üzüntü var Arda ile ilgili umarım toparlar kendisini” şeklinde konuştu.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un sarı-lacivertli kulüpte yaptığı ve yapmak istediği değişimlerle ilgili yorumlarda bulunan Adnan Polat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ali Koç’un ne yapmak istediğini biliyorum, anlıyorum. Çünkü bende yapmak istemiştim. İnşallah yapabilir çünkü Türk futboluna örnek olacak ve diğer kulüpleri de o yöne itecek. Yapabilir ama birçok insanı rahatsız edecek. Bunu yapabilmesi için elinin kuvvetli olması gerekiyor bu da futbol takımının iyi sonuçlar alması demek. Şansı yaver gitmedi şu ana kadar ama inşallah düzelir.”
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.