DETAY ÖZEL HABER:
Birkaç günden beri, Yasin Kaplan Halı’da işten çıkartılan 16 işçi hakkında haberler, basın açıklamaları yayınlanıyor. Biz de konuyu tek taraflı haberleştirmemek adına, söz konusu işletmeden bilgi alarak haber yapmak istedik. Buradan işletme yetkililerinin ve sendikanın açıklamalarını aynı şekilde yayınlıyoruz.
Dün fabrika önünde yapılan basın açıklamasında, işçiler adına konuşan DİSK Tekstil Antep Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, “İşçilere yapılan haksızlıklar son bulana kadar ve bu arkadaşlarımız tekrar işe alınıncaya kadar bu fabrikanın önünden ayrılmayacağız” dedi.
Türkmen, “Pazar mesaisine, 12 ve 16 saatlik fazla mesailere kalmak istemeyen, düşük ücrete karşı çıkan, keyfi cezalara ve tutulan tutanaklara boyun eğmeyen, işyerinde herhangi bir haksızlığa, baskıya, hakarete, insanlık dışı çalışma koşullarına itiraz eden, hak arayan her işçi; Kod-29'la işten atılma ya da ücretsiz izne gönderilerek açlığa mahkum edilme tehdidi ile karşı karşıya” dedi.
Pandemi döneminde işçilerin işsiz kalmasın diye getirilen işten atma yasağının patronlar için işçileri tazminatsız işten atma özgürlüğüne dönüştüğünü söyleyen Türkmen, “Sözde işten atma yasağı olan bu düzenlemenin aslında işten atmayı değil, işçilerin tazminatlarını alarak ve işsizlik ödeneğinden yararlanarak işten atılmasını yasakladığını gördüler. Antep Başpınar OSB için şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, işten atma yasağı yokken bu kadar çok işçi atılmıyordu. Üstelik yasaktan önce işten atılan işçilerin çoğu en azından tazminatlarını alabiliyor ve işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyorlardı. Ama şimdi yıllardır çalıştıkları işyerlerinden hem tazminatsız atılıyorlar, hem işsizlik ödeneği bile alamadan açlığa mahkûm ediliyorlar” diye konuştu.
Yine pandemi döneminde hükümetin patronlara kıyak yaparak getirdiği bir düzenlemenin de ücretsiz izin düzenlemesi olduğunu dile getiren Türkmen, Başpınar OSB’de pandemi süreci boyunca binlerce işçinin İŞ-KUR’dan aldıkları günlük 40 lira gibi bir ücretle açlığa mahkum edildiğini belirtti. Zammın açıklandığı gün fabrika yöneticileriyle bütün işçilerin katıldığı toplantılar yapıldığını ve bu yüzden o gün fabrikada üretimin düştüğünü aktaran Türkmen, şunları söyledi: “Ama fabrika yönetimi ve işveren işçileri üretimi yavaşlatmakla suçluyor ve yasadışı bir şekilde üç gün boyunca fabrika içinde bir mahkeme kuruluyor. Adeta sıkıyönetim mahkemeleri gibi, işçiler tek tek çağrılarak, müdür ve şeflerden oluşan en az 8-10 kişilik fabrika yönetimi tarafından saatler boyunca sorguya çekildiler. Bu suçtur. Ve ardından, 7 yıldır, 10 yıldır, 15 yıldır bu işyerinde çalışan işçiler Kod-29’la, tazminatsız işten atıldılar” dedi.
Yasin Kaplan’da işçilere karşı işlenen bütün suçlar ve hukuksuz uygulamalar için yasal haklarını sonuna kadar kullanacaklarını ifade eden Türkmen, “Ama adaleti sadece dava açarak, mahkeme sonuçlarını bekleyerek aramayacağız. Demokratik ve meşru mücadele hakkımızı da sonuna kadar kullanacağız. Bu işyerindeki kölelik koşulları ve işçilere yapılan haksızlıklar son bulana kadar ve bu arkadaşlarımız tekrar işe alınıncaya kadar bu fabrikanın önünden ayrılmayacağız. Sonuna kadar direneceğiz” diye seslendi.
DİSK Yönetim Kurulu Üyesi ve DİSK Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan da 11 ayı aşan salgın sürecinin bütün faturasının işçilere yıkılmaya çalışıldığını belirterek “İşte bunun son örneği Yasin Kaplan Carpet’te işçi arkadaşlarımızın en demokratik hakları olan sendikal örgütlenme ve hak alma mücadelesi karşısında işverenin yapmış olduğu ilk şey işçi arkadaşlarımızı kıdemsiz ve ihbarsız şekilde Kod29 ile damgalayarak işten atmak oldu. 15 yıldır dosyalarında hiçbir olumsuzluk olmayan işçi arkadaşlarımız nasıl oluyor da bir gün yüz kızartıcı suç işlemiş olabiliyorlar? Bütün patronların ilk yaptıkları şey hak arayan işçileri cezalandırmak. Biz bunu protesto ediyoruz” diye konuştu.
Türkiye’de sendikalaşmanın önünde birçok engelin olduğunu belirten Seyit Aslan, “İşverenlere tanınmış ayrıcalıklar var. Bir de bunun üzerine vahşi bir sömürü biçim var. Bugün Antep OSB’de onbinlerce işçi patronların iki dudağı arasında. Her gün sömürüyle yüz yüzeler. Bu nedenle sendikalaşmak, mücadele etmek anayasal haktır. İşverenin bu anayasal hakka saygı göstermesini istiyoruz. Buradan konferadasyonu olarak bir kere daha sesleniyoruz ki, Yasin Kaplan işçileri asla yalnız değildir. Gecemizi, gündüzümü onlarla dayanışma içerisinde geçireceğiz. Kitle örgütlerine, siyasi partilere, kamuoyuna sesleniyoruz; Yasin Kaplan işçilerinin direnişi aynı zamanda bütün Antep’teki işçilerin direnişidir. Buradan galip gelirsek Antep’teki işçilerin kazanımı olacak. İşçileri işten atarak bu sorunları çözemezsin. Yarın daha da büyüyerek karşınızda olacağız” ifadelerini kullandı.
Konu hakkında bilgi aldığımız işletme yetkilileri ise konu hakkında şunları söyledi:
‘’İşten çıkartılan 16 kişi, diğer çalışanların üzerinde baskı kurarak, işletmede iş yavaşlatma, işletme hakkında karalama kampanyası yürütmüşlerdir. Baskı yapılan işçiler, konuyu fabrika yönetimine iletmiş, fabrika disiplin kurulu da böyle bir karar almıştır. Elimizde bilgi ve belgeler mevcuttur.’’ dedi.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.