Geçtiğimiz günlerde gazetelere bir haber servis edildi.
O habere göre, Gaziantep Londra’da ‘Yeşil şehir’ ilan edilmişti.
Tabi, bu haberi görünce hem sevindim, hem güldüm!
Neden mi?
Çünkü, eylem ile uygulama tamamen birbirine zıt.
Anlatayım.
Çıksorut bölgesinde(Liv Hastanesi Karşısı) bir semt pazarı bulunuyordu.
Sonra bu semt pazarı başka bir yere taşındı.
Semt pazarının olduğu yerin çevresi, gecekondu olarak tabir edilen evlerle dolu.
Yani anlayacağınız her yer beton.
Hal böyleyken, semt pazarının olduğu alan ne mi yapıldı?
O alanın imarı değiştirildi. Alt bölümü dükkân, üst bölümleri konut olacak şekilde binalar dikildi.
Yani, orası da betona, ranta kurban edildi.
O bölgenin trafik yoğunluğunu arttıracak, nüfusunu arttıracak adım atıldı.
Bu sadece bir örnek!
Daha böyle nice alanlar, betona teslim edildi...
Ranta kurban edildi.
Gerçek böyleyken, çıkıp ‘Gaziantep yeşil şehir’ ilan edildi demek, bunun üzerinden algı yapmak doğru değildir.
Keşke söylendiği gibi kentimizin her yeri yeşil alan olsa, her yeri ormana dönüştürülse.
Bunu ben de isterim.
Ancak, her yer betona dönüştürülürken, çıkıp tam tersi algı yaratmak samimi değildir.
Kentimizin ve ülkemizin ikliminin ne hale geldiğini hepimiz biliyoruz.
Neredeyse yağmur, kar yağmaz oldu.
Neden?
Çünkü, her yer betona dönüştürüldü, iklim değişti.
Bu vesileyle bu gerçeği de yazmış olayım.
Son olarak şu soru ile yazıyı noktalayayım:’’Bu kentte sadece binaya mı, konuta mı, betona mı, ranta mı ihtiyaç var?’’
Kalın sağlıcakla.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.