Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İşçi Sendikaları, STK ve Meslek Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Efe Uyar, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Uyar, emek ve çalışma yaşamı gündemini değerlendirirken, dün 4 milyon kamu emekçisi ve 2,5 milyon kamu emeklisinin maaşlarıyla ilgili hakem kurulunun açıklamış olduğu karara tepki gösterdi.
‘ORTA OYUNUNA NE GEREK VARDI’
Kurulun sendikaların şerhine rağmen hükümetin sunmuş olduğu 2024 yılı için yüzde 15+10, 2025 yılı için ise yüzde 6+5 zam teklifini aynen kabul ettiğini belirten Uyar, “Bir başka deyişle hakem kurulu, iktidarın onay ve tasdik kurumu olduğunu dünkü kararıyla tescillemiş oldu. Bu karara şaşırdık mı? Elbette hayır. 11 üyeden oluşan hakem heyetinin 7 üyesinin bizzat Erdoğan tarafından atandığını düşündüğümüzde, perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Madem en başından beri hükümetin teklifi kabul görülecekti, o halde böyle bir masanın kurulmasına ne gerek var. Hakem kurulu heyeti, sürekli olarak iktidarın tekliflerini onaylayacak ise kamu emekçilerinin hiçbir talebi kabul edilmeyecekse, 2 yılda bir süregelen bu orta oyununa ne gerek var” diye konuştu.
‘EMEKÇİLERE GÖRÜLEN SEFALET ZAMMI KARARINI BİZZAT ERDOĞAN VERDİ’
Merkez Bankası’nın 2024 yıl sonu enflasyon tahmininin yüzde 33 olduğunu anımsatan Uyar, kurulun vermiş olduğu zam kararı ile tahmini enflasyon oranı arasında 6,5 puan fark olduğuna dikkat çekti. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a seslenen Uyar, “Hani hep diyorsunuz ya, ‘çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ diye. Verdiğiniz zam oranıyla 6,5 milyon kamu emekçisini ve emeklisini enflasyona bal gibi ezdirdiniz. Çalışma Bakanı, karar öncesi, ‘takdir yüksek hakem kurulunun’ demişti. Kimse kimseyi kandırmasın. Herkes biliyor ki takdir hakem kurulunun değil, takdir bizzat Erdoğan’ın. Erdoğan’ın talimatıyla milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisi enflasyona ezdirildi. Emekçilere görülen sefalet ücreti kararını bizzat Erdoğan verdi. Yüksek hakem kuruluna ise bu talimatı sadece onaylamak düştü” dedi.
‘İKTİDAR HERKESLE BARIŞTI KENDİ EMEKÇİSİYLE BARIŞMADI’
Savaşların ve katliamların olmadığı bir dünya özlemiyle herkesin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü de kutlayan Uyar, iktidarın “düşman” ilan ettiği her kesim ile barıştığını ancak kendi emekçisi, işçisi, işsizi ve yoksulu ile barışmadığını işaret etti.
Uyar, şunları söyledi: “Rusya’dan İsrail’e, Mısır’dan Suriye’ye, birçok ülke ile belirli bir döneme kadar adeta birer düşman gibiydik. Öyle ki ‘sıfır sorun’dan ‘sıfır komşu’ aşamasına geçilmişti. Neyseki, yarattığı ağır tablonun farkına yaran iktidar, ‘değerli yalnızlık’ olarak nitelendirdiği bu politikadan geç de olsa vazgeçti. Düşman ilan edilen birçok ülke ile yeniden ilişkiler tesis edilmeye başlandı. Saray iktidarı, daha önce kimi düşman, kimi hain, kimi darbecilikle itham ettiyse son dönemlerde ilişkileri tek tek toparlamaya, yeniden barışmaya çalıştı. Peki, ikbali için ‘dış güçler’ safsatasıyla düşman ilan ettikleriyle her defasında ‘u dönüşü’ yaparak, masaya oturmaktan çekinmeyen sarayın hiçbir zaman barışmadığı kesim kim oldu biliyor musunuz? Kendi ülkesinin emekçisi, işçisi, emeklisi, işsizi ve yoksulu. Barışmaya da niyeti hiçbir zaman olmadı.”
‘22 YILDA 25 BİNDEN FAZLA EMEKÇİ İŞ CİNAYETİNDE YAŞAMINI YİTİRDİ’
AKP’nin 22 yıllık iktidarı döneminde bugüne kadar 25 binden fazla işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini dikkat çeken Uyar, “Bu iktidar; Soma’da, Amasra’da, Ermenek’te, Torunlarda, Sakarya Hendek’te, inşaatlarda, tersanelerde katledilen emekçilerimizin aileleri ile bugüne kadar barışmadı. Acılarda ortaklaşmayı, barışmayı bırakın, bu cinayetlerin sorumluluğunu dahi üstlenmedi. Katledilen işçilerimizin hiçbir zaman yanında olmadı. İktidar, işçilerin anayasal hakları olan grev hakkını dahi hiçe sayarak, bugüne kadar 20 grevi yasakladı. Yaklaşık 200 bin işçinin grev hakkını elinden aldı. Ülkede her iki işçimizden birini asgari ücretle, açlık sınırı altında çalışmaya mahkûm etti. Ne açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bıraktığı, ne de grev hakkını elinden aldığı işçilerimizle bugüne kadar samimi bir barışı tesis etmedi” şeklinde konuştu.
Sadece Ağustos ayında 150’den fazla işçinin yaşamını yitirdiğini aktaran Uyar, “En ufak tedbirlerin alınmasından dahi imtina edenler, günde 5 işçimizin hayatını kaybetmesine sebep olmaktadır. İş yerlerinde işçi sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olan bakanlık ise yaşanan bu cinayetleri görmezden gelmeye devam ediyor” dedi.
‘İKTİDAR EMEKÇİDEN ALDIĞINI YANDAŞ SERMAYEYE VERMİŞ OLDU’
Dün açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamlarına da değinen Uyar, şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 3,8 büyüdü. Ama büyümeden emekçiler yine payını alamadı. Bakın birinci çeyrek verilerine göre yani Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsayan büyüme verilerine göre, emeğin milli gelirden aldığı pay 3,5 puan azaldı. Ama bir önceki çeyreğe göre sermayenin payı da 3,8 puan arttı. İktidar emekçiden aldığını yandaş sermayeye vermiş oldu. Bakın büyüme verilerinde en dikkat çekici şey ise hane halklarının tüketim verileri. İkinci çeyrek büyüme verilerine en çok katkı da bulunan 10,7 puan ile hane halkının tüketim harcamaları oluşturdu. Yani büyümemizin temeli tüketim üzerine kuruldu. Üretim ekonomisine değil tamamen tüketim ekonomisine geçmiş durumdayız. Türkiye’de artık kim kime, dum duma ekonomi modeline geçilmiş oldu. Fiyat istikrarı deniyor, fiyatlar artmaya devam ediyor. Enflasyon önce tek haneye inecek deniyor, yeni yönetim tek hane hayal. Ülke ekonomisi, deyim yerindeyse yap boz tahtası gibi yönetilmeye devam ediliyor. Bunun sonucunda da işçiye, emekçiye, emekliye kemer sıkma düşüyor.”
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.