Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, Millî Eğitim Bakanlığı’nın beyaz önlük dağıtımına ve öğretmenlerin sorunlarına değindi.
Konu hakkında bir açıklama yapan Parlakçı, şunları söyledi: “Eğitim emekçileri, özellikle büyükşehirlerde yüksek kiralar nedeniyle ciddi anlamda barınma sorunu yaşamakta, gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle sağlıklı beslenememektedir. Faturalara yansıyan gerçek enflasyon, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan hayat pahalılığı resmi enflasyonun çok üzerindedir. Öğretmenler 24 Kasım’ı öğretmenlik mesleğini değersizleştiren ve itibarsızlaştıran, öğretmenlerin acil ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, özlük haklarını zayıflatan, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren politika ve uygulamalarla karşılamaktadır” diye konuştu.
EMEK DEĞERSİZLEŞTİRİLİYOR
Öğretmenlerin ayrıştırılarak öğretmen emeğinin hızla değersizleştirildiğini savunan Parlakçı, öğretmenlerin sorunlarını şöyle sıraladı: “Kadrolu, sözleşmeli ve ücretli gibi çalışma statüsü farklılıkları üzerinden çalıştırılan, başöğretmen, uzman öğretmen gibi yapay ayrımlar üzerinden ayrıştırılan, ihtiyaç olduğu halde ataması yapılmayarak işsiz bırakılan öğretmenlerin saygınlığı ciddi anlamda aşındırılmış, öğretmen emeği hızla değersizleştirilmiştir. Türkiye’de görev yapan eğitim ve bilim emekçileri, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralarda yer almayı sürdürmektedir. Siyasi iktidar yıllardır “bütçeden aslan payını eğitime ayırdıklarını” iddia etse de yüzbinlerce eğitim emekçisi açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırına uzak bir ücretle geçinmeye çalışmaktadır.’’
BARINMA SORUNU VAR
Parlakçı konuşmasına şöyle devam etti: “Eğitim emekçileri, özellikle büyükşehirlerde yüksek kiralar nedeniyle ciddi anlamda barına sorunu yaşamakta, gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle sağlıklı beslenememektedir. Faturalara yansıyan gerçek enflasyon, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşanan hayat pahalılığı resmi enflasyonun çok üzerindedir. Türkiye ekonomisinde son yıllarda, özellikle geçtiğimiz yıllar içinde yaşananlar, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki ani yükselişler ve TL’deki değer kaybı, resmi enflasyonun yükselmeye devam etmesi vb. gibi nedenler, sayıları bir milyonu geçen eğitim ve bilim emekçisinin çalışma ve yaşam koşullarını ciddi anlamda olumsuz etkilemeyi sürdürmektedir.”
YARI YARIYA YOKSULLAŞTIK
Göreve yeni başlayan bir öğretmenin aldığı maaşın ABD doları bazında 10 yıl önceki seviyeye ulaşamadığını belirten Parlakçı, “10 yıl önce maaşıyla 14 çeyrek altın alabilen bir öğretmen, bugün maaşıyla ancak 7 çeyrek altın alabilmektedir. Çeyrek altın üzerinden bakıldığında eğitim emekçileri geçtiğimiz 10 yılda yarı yarıya yoksullaşmıştır. Eğitim-öğretim sürecinin emektarları olan yardımcı hizmetliler, memurlar, idari ve teknik personel açısından bakıldığında durum çok daha vahim boyutlardadır. Eğitim emekçileri gerek çalışma gerekse yaşama koşulları açısından her geçen yıl, bir önceki yılı mumla arar hale getirilmiştir.” ifadelerini kullandı.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.