fgg_BKx7z.jpg

Zafer Partisi Kurucusu üyesi ve fıstık üreticisi olan Mehmet Pamuk, gazetemize Antepfıstığı ile ilgili acı gerçekleri anlattı. Pamuk, kabak çekirdeğinin 250-300 TL arasında satıldığı bir ortamda, üreticilerin ben fıstığı 150 TL’den zor sattığını belirterek, ’Fıstık üreticisi, verdiği emeğin karşılığını alamıyor’ dedi.



17 Ağustos 2024 Cumartesi
Gaziantep

Bu yıl rekoltenin yüksek olmasından dolayı Antep fıstığının para etmediği ve üreticilerin para kazanamadığı belirtiliyor. Kamuoyunda bu durum tepki çekerken, Zafer Partisi Kurucusu üyesi ve fıstık üreticisi olan Mehmet Pamuk, gazetemize konuştu.

TÜM SORUNLARA DİKKAT ÇEKTİ

Fıstık üretimine, verilen emeğe, üreticinin haline, Güneydoğu Birliği’nin kapatılmasına dair çok fazla konuya dikkat çeken Pamuk, gazetemize yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: ‘‘Fıstığa verdiğimiz emeğin karşılığını kesinlikle alamıyoruz. Yaş ben fıstığı, ortalama 150 TL’den satıyoruz. Bu rakam bizi kurtarmazken, aynı fıstığı tablacı bile 250-300 TL’ye satıyor. Bir market ve esnaf 300 TL’ye satıyor. Kata kat bir kazanç söz konusu. Sadece üreticiler değil, artık satıcıların da kontrol altına alınması lazım. Üreticinin tepesine biniyorlar, ancak satıcı iki katı, komisyoncu yüzde 15 para kazanıyor. Ben, üretici olarak bir yıl emek veriyorum, yüzde 15 kazanamıyorum. Ancak, komisyoncu kazanıyor. Yani, komisyoncu onlarca üreticiden ürün alıp satıyor. O adam, neden üretsin, neden çiftçilik yapsın ki? Para bağlamadan alıp satıp, yüzde 10-15 para kazanıyor. Diğer taraftan bakıyorsun tablacı, bakkal, market, 150 TL’ye aldığı ürünü 250-300 TL’ye satıyor. Bir adamın yevmiyesi ne kadar? Bu kadar adaletsizlik ve dengesizlik, gerçekten olmaz. İçimiz sızlıyor. Bir karpuz çekirdeği, 250-300 TL. Böyle bir şey, normal değil. Artık, kendimize çeki düzen vermeliyiz.’’

BAKLAVACILARIN ZAM YAPMASINA GEREK YOK

‘‘Baklavacılar, ‘fıstığa zam geldi’ diyor. Üç ay sonra zamma başlarlar. Veyahut katmerciler, tatlıcılar, kadayıfçılar. Sadece baklavacıları ele almamak lazım. Bu tatlıcıların hepsi, bu dönemde boz fıstığı 100 TL’den alıyor, stokluyor. Lazım oldukça yüz kilo yüz kilo kırdırıyor. Sonra da zam yapıyor. Aslında, tatlıcıların yıl içinde zam yapmaması lazım. Zaten bu dönemde, fıstıklarını alıp, bir kenara koyuyorlar. Maalesef, bunu yapan esnaf, art niyetli. Böyle bir adaletsizlik olmamalı.’’

KÖYLÜ GELİP, ŞEHİRDE TAKSİCİLİK YAPIYOR

‘‘30 yıldır tanıdığım bir köylünün fıstığı var. Adam köyden kentte gelmiş, taksicilik yapıyor. Neden taksicilik yapsın bu adam? Çünkü, çiftçilikten para kazanamıyor. Çocuğunu okutamıyor, ailesini geçindiremiyor. O nedenle, gelip şehirde çalışmak zorunda kalıyor. Çiftçinin artık çocuğuna ve ailesine bakacak hali kalmadı. Siz bu insanları taksiciliğe yönlendirirseniz, yarın çiftçi kalmayacak. O zaman kim ekip biçecek? Kime yaptıracağız köy işlerini? O nedenle, çiftçiye sahip çıkacak bir iktidar lazım.’’

BELEDİYELERİN FISTIK ALIM HAMLESİ, GÖSTERİŞTEN İLERİYE GİTMEZ

‘‘Belediyelerin fıstık alım hamlesi, gösterişten fazla ileriye gitmez. Neden mi? Şimdi, piyasada 150 TL’ye sattığımız fıstığı, alsın da 160 TL’ye alsınlar. Bu fıstığın değeri, 250 TL kardeşim. Belediyeler, bu ürünü ben sizden 250 TL’ye alırım diyorsa, problem yok. Ama, bu ürünün değeri 150 TL. Ben 160 TL’ye aldım. Değeri bu diyerek, insanları kandırmamalılar. Bana yılda 10-15 bin TL mazot desteği veriyorlar. Yüzlerce dönüm arazim var. Dönümüne verilen destek, 10-20 kuruş gibi komik bir rakama geliyor. O parayla, bir dönüm sürdürsem zaten para bitiyor. Verdikleri desteğin de adı destek. Ha herkesin hakkı var, biz de alıyoruz. Sonuçta ÇKS’miz var. Bu destekler, çiftçiyi ne kaldırır, ne de yüzünü güldürür. Bunun bir taban fiyatı olmalı ve çiftçiden bu taban fiyatı üzerinden alım yapılmalı. Yoksa bu işi toparlayamazlar.’’

YENİDEN BİR GÜNEYDOĞU BİRLİK LAZIM

‘‘Geçmişte Güneydoğu Birlik vardı. Birliğin bir taban fiyatı vardı ve o fiyata alırdı. O zaman tüccar, o malı alabilmek için, daha fazla para vermek zorunda kalırdı. O zaman değerini bulurdu. Daha sonra da birlik, insanlara dolgun fiyatla bu fıstığı satardı. Zarar da etmezdi. Ama Güneydoğu Birlik neden kapandı? Zarar ettirdiler. Herkes, orayı arpalık yaptı. Adamın getirdiği birinci sınıf fıstığı, üçüncü sınıf diye aldılar. Üçüncü sınıf fıstığı ise birinci sınıf olarak aldılar. Satarken tam tersini yaptılar. Bu durumlar ve el altından para götürme olunca, iş yürütülemez hale geldi. Orayı insan arpalığı yaptılar. Önüne geleni işe aldılar. Sen bu çiftçinin malını alıp alıp, satıp satıp işçilik ödersen, tabi ki zarar eder. Siz orada sistemi kurup, yönetemezseniz, orası kapanır. Doğru adım, doğru hamlelerle yeni bir Güneydoğu Birlik lazım.’’

FINDIK ÜRETİCİLERİ, ŞÜKÜR ETMELİ

‘‘Fındıkta taban fiyatı 130 TL olarak açıklandı. Onlar da rahatsız olduğu söylüyorlar. Ama çok iyi fiyat alıyorlar. Niye? Çünkü bir fındık, 10 yılda verim verir. Ama, bir fıstık ağacı, 20 yılda verim verir. Bir üretici, fıstığın şitilini yaptıktan sonra, ürün verdiğini kendi göremeyebilir. Oğluna, torununa kalıyor iş. Onlar da daha bakabilirse. Şimdi, 130 TL’lik fiyata, fındıkçılar şükür etsin. Ha, fiyatı yükselsin. Ancak, bir fıstık ile fındık, mukayese edilemez. Çekirdekte edilemez. Hakikaten komik durumdayız. Bunun toparlanması lazım.’’

URFA, BİZDEN DAHA ÇOK FISTIK ÜRETİYOR

‘‘Gaziantepli üreticiler, fıstık ağacına bakmamaya, elinden çıkartmaya başladı. Ben, 4-5 yılda 400-500 dönüm fıstık arazisi sattım. İnanın bana. Sattığım yerler, fıstık ve zeytin alanları. Şu anda Şanlıurfa’nın fıstık rekoltesi bizden fazla. Ürünün adı Antep fıstığı, ancak Şanlıurfa bizden çok üretiyor. Normal mi bu durum? Neden böyle? Çünkü, artık insanların şevkini bırakmadılar.’’

BİR YERE İMAR VERİLİYOR, BİR YERE VERİLMİYOR

‘‘Üretici olarak, yıllardır fıstık, zeytin ekmişsin, ona bakmışsın. Adam geliyor, senin arazinin yanını imara açıyor. ‘Yan tarafa imar vermeyiz, ama buraya veririz’ diyorlar. Sen, benim arazimin yanına imarı getirirsen, orada 1-2 yıl sonra üretim diye bir şey kalır mı? Daha sonra, imara açılan yerin değeri beş katına çıkıyor, senin malının değeri, yerinde. O halde ben neden fıstık, zeytin ağaç diktim? Benim derdim ne ya? Bir çiftçiye ya malının değerini vereceksin, ya da bir yere imar getiriyorsan, diğer tarafa da imarı vereceksin. Ağacın derdini sen düşün kardeşim. Ben 30-40 yıldır fıstık, zeytin dikiyorum. Hayrını görmedim.’’






Yorumlar
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum yaz
600

Üye Ol


Cinsiyet :
Bay
Bayan





Üye Girişi