İsrail ‘Kürdistan’ için bastırıyor. ABD Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit ediyor. Colani ise Batı’ya mavi boncuk dağıtmakla meşgul. Operasyon hazırlıkları tamamlanmasına rağmen neyin beklendiği bilinmiyor. Yetkililer topu HTŞ’ye atan açıklamaları ile harekâtı erteleme yolunda işaretler vermeye başladı.
Türkiye’nin Suriye’de PKK/PYD’ye operasyon hazırlığında olduğu haberleri gündemdeyken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan dikkat çeken açıklamalar geldi. Al Jazeera'nin İngilizce yayınına konuk olan Fidan, yeni yönetimin PKK/PYD konusunu ‘doğru ele alması halinde’ bir operasyon yapılmayacağını söyledi.
Doha’da İran ve Rusya ile yapılan Astana formatlı toplantıdaki 'muhalifler' ve ‘meşru muhalifler’ ayrımını tamamen ortadan kaldıran Fidan, HTŞ öncülüğündeki yeni yönetimin ‘meşru yönetim’ olduğunu belirtti. Avrupa’nın Suriye’nin kalkınması için yaptırımları kaldırması gerektiğini ifade eden Fidan, öncelikle HTŞ’nin terör örgütü listesinden çıkarılmasını önerdi. Fidan BM’nin karar vermesi halinde Türkiye’nin buna hazır olduğunu açıkladı.
Röportajdaki önemli soru ve yanıtlar şöyle:
‘ŞAM’DA YENİ BİR YÖNETİM VAR’
- Kobani yakınlarında topçu birlikleri toplaması Türkiye'nin büyük bir taarruz başlatmaya hazırlandığı anlamına mı geliyor?
Şunu belirtmeme izin verin. Artık Şam'da yeni bir yönetim var. Bence bu konu artık öncelikle onları ilgilendiriyor. Bence eğer bu meseleyi düzgün bir şekilde ele alırlarsa bizim müdahale etmemiz için bir sebep kalmayacaktır.
-Ne yapmaları gerekiyor? Kontrolü geri almaları mı gerekiyor?
Suriye'nin tamamını, kesinlikle.
‘ÖZERK BÖLGEYE SURİYE HALKI KARAR VERİR’
-Türkiye'nin bakış açısına göre, Suriye'de bir Kürt özerk bölgesi ya da Kürt oluşumu olabilir mi ya da bu Türkiye için bir tehdit anlamına gelir mi?
Bence Suriye halkı adına konuşmak doğru olmaz. Buna Suriye halkı karar verecektir.
Ancak Türkiye'nin arzusu ve politikası olarak söyleyebileceğim şey, sivil Kürt halkının, Arap halkının bulundukları yerleri terk etmelerini görmek istemiyoruz. Eğer başka bir yere göç etmek zorunda kalan varsa, oraya tekrar geri dönebilmelidir.
TÜRK ASKERİNİN ÇEKİLMESİ
-Geçici hükümet ya da Şam'da uzun vadede yönetimi devralan yetkililer, Suriyeli Kürtlerin şu anda elinde tuttuğu tüm toprakların kontrolünü geri almayı başarırsa, bu Türk askerlerinin Suriye'den ayrılması anlamına mı gelir?
Bildiğiniz gibi Türkiye'nin Suriye'deki varlığının iki temel amacı vardı. Birincisi Türkiye'ye daha fazla kitlesel göçü önlemek çünkü bugün hala muhaliflerin kontrolü altında yaşayan 5 milyon insan var.
İkincisi de terörle mücadele konuları şu anda bizim için öncelikli öneme sahip.
Bu iki temel kaygının ortadan kalktığını gördüğümüzde Suriye'de kalmak için bir nedenimiz kalmayacak ve artık doğru yönde doğru adımların atıldığını göreceğiz.
‘İŞLER BU YÖNDE İLERLİYOR’
-Yani sizce?
İşler bu yönde ilerliyor. Başlangıçta, evet, ama biliyorsunuz, bu çok yeni bir durum.
Sanırım neredeyse iki hafta oldu. Dolayısıyla nasıl gelişeceğini görmek için onlara biraz daha zaman vermemiz gerekiyor.
‘MEŞRU ORTAK OLARAK KABUL EDİYORUZ’
-Bu noktada, Türkiye şu anda Şam'da görevi devralan geçiş yönetimine nasıl bakıyor? Onu Suriye'nin meşru otoritesi ve hükümeti olarak görüyor ve tanıyor musunuz?
Yeni yönetimi, Türkiye ve uluslararası muhataplar için meşru bir ortak olarak kabul ediyoruz. İşte bu nedenle onlarla iletişim kurmaya başladık. Büyükelçiliğimizi yeniden açtık ve büyükelçilerimize yerel ve merkezi yetkililerle temas halinde olmaları talimatını verdik.
Ursula gibi üst düzey AB yetkililerinin de yeni yönetimle doğrudan temas kurulması yönünde talimat verdiklerini duyduk. Ancak 16 Aralık'ta toplanan AB dışişleri bakanları Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmama kararı aldı.
-Sizce kaldırmalılar mıydı?
Bence eninde sonunda yapacaklar çünkü biz ne yapıyorsak onlar da onu yapacaklar.
-AB'den bu yönde bir mesaj aldınız mı?
Aldığımız mesaja göre, Şam'daki hükümet ve yönetim doğru adımları atarsa, yaptırımları kaldırmaya hazırlar. Çünkü yaptırımlar varken kalkınma ve geri dönüşün olamayacağı gerçeğini kabul ediyorlar.
Yeni hükümetin kalkınma yönünde bazı adımlar atarak halkın temel ihtiyaçlarını karşılamasına ve mültecilerin geri dönebileceği bir ortam yaratmasına izin vermek için yaptırımlardan kurtulmanız gerekiyor.
Bunu yapmak için de Şam'daki yetkilileri meşru olarak tanımanız gerekir.
-Sizce AB ve ABD bunu yapmalı mı?
Bu noktada Şam'daki yetkilileri meşru bir hükümet olarak tanımalıdırlar.
-Suriye'yi yöneten koalisyonun ana bileşeni diyebileceğimiz HTŞ, Türkiye'nin terör listesinde yer almaya devam ediyor. Sizce onları listeden çıkarmanın zamanı geldi mi?
Bence BM'den başlayarak uluslararası toplumun bu örgütün adını terör listesinden çıkarmasının zamanı geldi. Türkiye önce uluslararası toplumun ya da Birleşmiş Milletler'in harekete geçmesini bekleyecektir.
‘SIĞINMACILARI GÖNDERMEYECEĞİZ’
-Suriyeli mültecilerden bahsettiniz. Şimdi Türkiye'den Suriye'ye geri gönderilecekler mi?
Hayır, onları geri göndermeyeceğiz. Gönüllü olarak, güvenli bir şekilde, geri dönmek isterlerse, yeni ortamı değerlendirerek geri dönebileceklerini umuyoruz.
‘HTŞ’NİN EL KAİDE DÖNEMİ GERİDE KALDI’
-Dışişleri Bakanı, HTŞ'nin bu bağlantıları (El Kaide) kestiğine ikna oldunuz mu?
O dönemi geride bıraktı. Ben öyle düşünüyorum.
‘İran’ın Suriye’deki varlığı Gazze’de soykırımı engellemedi’
İran İslam Cumhuriyeti Lideri Ayetullah Hamaney’in Suriye’de yaşananların arkasında ABD ve İsrail olduğu yönündeki açıklamaları hatırlatıldı. “Sanırım onların bakış açısına göre, bunun direniş ekseni dedikleri şeyi kırdığını söylüyorlar. Siz bunu nasıl görüyorsunuz?” diye sorulan Fidan “İranlı dostlarımıza saygım sonsuz, yani, bu tartışmayı belki 1000 kez yaptık onlarla çünkü Suriye'deki varlıkları Gazze'de büyük bir soykırımı engellemedi.” yanıtı verdi.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.