df_MoHP3.jpg

Patronun düşük zam dayatmasına karşı Gaziantep Organize Sanayisi Bölgesi’nde bulunan Şireci işçilerinin iş bırakma eylemi sürüyor.



12 Ağustos 2023 Cumartesi
Gaziantep

Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) zam ayı hareketli geçiyor. Patronların düşük zam dayatmasına karşı işçilerin tepkileri sürüyor. Üç fabrikada bulunan 2 bin Şireci işçisinin düşük zam dayatmasını kabul etmeyerek, başlattıkları iş bırakma eylemi devam ediyor.

Üçüncü ve 5. OSB’de bulunan üç Şireci fabrikasının işçileri, gün içinde sürekli birbirini ziyaret ediyor, konuşmalar yapıyor, sloganlarla halay çekiyor. Gündüzleri işçiler gölge bir yer bulup serinlemeye çalışıyor. İş bırakma alanı dürümcülere, çaycılara, davulculara ekmek kapısı oldu. Çevik kuvvet, jandarma, polis fabrikaların önüne yığınak yapmış durumda. İşçiler arasında yasal haklarımız neler, burada durmamız suç mu, yürüyüş yapsak müdahale ederler mi tartışmaları sürüyor. Dönen bir diğer tartışma ise istenen zam oranının yetip yetmeyeceği. İş bırakma eylemi sürdükçe ürünlere de zam geliyor. 15 bin 500 lira işçileri kurtaracak mı? İşçilerle hareketliliğin ortasında tartıştıkları konuları konuşmaya çalıştık.

YILLARDIR BİTMEYEN KREDİ BORCU

Beşinci OSB’de bulunan Şireci Cotton önünde ataması yapılmayan bir öğretmen var. Grubun tam ortasında fotoğrafını çekmezsek bizimle konuşacağını söylüyor. Adı Ahmet, 16 bin lira öğrenim kredisi borcunun 3 bin lirası duruyor. "Yıllardır fabrikadayım daha kapatamadım" diyor. Durumu ülke ekonomisine bağlıyor. 2010’dan bu yana ekonominin kötüye gittiğini enflasyonun sürekli yükseldiğini, Türk lirasının değerinin kalmadığını söylüyor. Çocuğunu mu okutmalı, kirayı mı ödemeli, elbise ayakkabı mı almalı bilmiyor. Borçsuz tek işçi bile kalmadığını da vurguluyor. 15 bin 500 liranın da yetmeyeceğinin farkında Ahmet ancak işçilerin bu kadarını gerçekçi bularak harekete geçtiğini aktarıyor.

"PATRONDAN FAZLA VERGİ ÖDÜYORUM"

Ahmet, patronlarla işçileri kıyaslıyor. Kıyaslamayı vergiler üzerinden başlatıyor. Sorunun yalnız Şireci patronuyla alakalı olmadığına dikkat çeken Ahmet, “Sözümüz sadece Şireci’ye değil, iktidara da. Bugün tek taş yüzükten ÖTV alınmıyor. Ama aldığın telefondan, sudan, beyaz eşyadan ÖTV alınıyor. Ben patrondan daha fazla vergi veriyorum. Yıl sonu geldiğinde yüzde 40’lara dayanıyor vergi. İşçiden, emekçiden daha ne kadar vergi alacaksın. Git Şireci’den vergi al, Cengiz Holdingden al, Limak’tan al, Demirören’den al. Her sene bunların vergi borcu sıfırlanıyor, benimki niye sıfırlanmıyor” diye soruyor.

GÖSTERİ ANAYASAL HAK

Ahmet, vejetaryen olmuş ancak mecburiyetten. “Besin piramidi var ya” diyor, “En üstte aslanlar var, ortada etçil, otçullar var, en altta otçullar var. Biz şu an otçul olanlarız, et yiyemeyenleriz. Hepimiz mecburen vejetaryen olduk. En üsttekiler tam zengin oluyor, orta kısım yok oluyor, tabandakiler genişliyor.” Çevresindeki işçiler tam tartışacak ki vejetaryenlik nedir diye, ileriden gür bir ses duyuluyor: “Herkes toplansın.” BİRTEK-SEN temsilcileri ve avukat fabrikanın önünde. İşçiler soruyor: “Yürüyüş için izin alındı mı?” Mehmet Türkmen Anayasa’nın 34. maddesini okuyup, gösteri yapma hakkının Anayasal hak olduğuna vurgu yapıyor.

AKP’YE OY VEREN İŞÇİLER DE TEPKİLİ

Üçüncü OSB’deki Akrilik fabrikasının önü daha gölge. Sokak daha dar, işçiler mecburen bir arada. Grup halinde işçiler. İşçilerden biri Fevzi. Herkes gibi ekonomik durumdan başlıyor anlatmaya. Ülkenin iflas ettiğini, iflasın kendilerini de batırdığını dile getiriyor. 20 yılda ülkenin geldiği noktanın sorumlusunun hükümet olduğunu aktarıyor. Toplumun çoğunluğuna iktidarı desteklediği için tepkili. Ancak iktidarı destekleyenlerin de şu an iktidara tepkili olduğunu belirtiyor. Beraber çalıştığı ve AKP’ye oy veren işçilerin arasında tepkinin yoğunlaştığını aktarıyor. İş bırakmada kimin yanlarında kimin karşılarında olduğunu gördüklerini de söylüyor. Çevik kuvveti göstererek, “Burada ekmeğini korumak için dışarı çıkan insanları çevik kuvvet bekliyor. Sanki biz burada illegal bir şey yapıyormuşuz gibi. Bu aslında devletin patronun yanında olduğunu gösteriyor” diyor. Ne olacak bu işin sonu diye konuşmaya başlıyoruz. “Bir halk örgütlenmesi” dediği anda ileriden gür bir ses duyuluyor: “Herkes toplansın” 5. OSB’deki Cotton fabrikasının işçileri desteğe gelmiş. Bir işçi çıkıyor bir arabanın üzerine. Talepleri okudukça alkışlar, alkışların ardından sloganlar yükseliyor.






Yorumlar
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum yaz
600

Üye Ol


Cinsiyet :
Bay
Bayan





Üye Girişi