CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz Salı günü partisinin grup toplantısında, CHP İstanbul Milletvekili Avukat Mahmut Tanal’a, “Mahmut Tanal karşımda oturuyor, salı günü dilekçeni ver. Cumhuriyet Savcılığına, Erdoğan’ın terör örgütlerine yardım ve yataklık yaptığından dilekçeni ver. Bu mahkeme kararlarını da vereceğim, hem Yargıtay kararını, hem Mardin’deki ağır ceza mahkemesinin kararını, o karardan sonra Salih Müslim’i buraya kim davet ettiyse, onlar terör örgütleriyle işbirliği içindedirler. Bunu ver, bakayım ne diyecekler” diyerek Cumhuriyet Savcılığına şikayet etme talimatı vermişti.
Kılıçdaroğlu’nun talimatı üzerine Tanal, 7 Şubat 2018’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ve dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu şikâyet etti. Terör örgütü propagandası, terör örgütüne yardım ve yataklık, suçu ve suçluyu övme, kayırma ve görevi kötüye kullanma, suçu ve suçluyu bildirmeme suçlarından dolayı şikâyet eden Tanal, dilekçesini şöyle özetledi:
MAHKEME KARARINA RAĞMEN İKTİDAR, TERÖRİSTBAŞI SALİH MÜSLİM’İ BAŞKENTTE AĞIRLADI
“Mardin 2 Ağır Ceza Mahkemesi, 17.09.2014 tarihinde PYD, YPJ VE YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmiştir. Mahkeme tarafından terörist olarak kabul edilen PYD terör örgütün başındaki kişi ile mahkeme kararından sonra defalarca iktidar tarafından Türkiye’de resmi düzeyde görüşmeler yapılmıştır. Mahkemenin terörist olarak kabul ettiği PYD terör örgütünü yöneten kişi, Türkiye’ye geldiği zaman soruşturma yapıp, ifade alıp, gözaltı işlemi ve hakkında cezai işlem yapması gerekir iken törenle karşılanması suç teşkil etmektedir, terörün propagandası yapılmaktır. İktidarın yaptığı bu görüşmeleri bir başka siyasi parti lideri veya sıradan vatandaş yapsa terörist ilan edilir. Neden iktidardakiler hakkında bugüne kadar işlem yapılmamıştır.
Öte yandan kendilerini, “Biz PKK’yı terör örgütü olarak kabul ettik. PYD’de PKK’nın uzantısı olduğuna göre, dolaylı olarak PYD’yi de terör örgütü olarak kabul etmiş oluyoruz” şeklinde koruyorlar. PKK ve PYD, iki terör örgütünün yöneticisi de ayrıdır. O zaman neden DHKP-C’ye, DevSol’a ayrı Bakanlar Kurulu kararı ile ayrı kırmızı bülten çıkarıldı. Dev sol ve DHKP-C ayni türevden olduğu halde ayrı ayrı terör örgütleri oldukları kabul edilmiş, Bakanlar Kurulu, karar almış ve resmî gazetede ilan edilmiş yöneticileri Interpol İle aranmıştır. PYD ile PKK da aynı türevden oldukları halde ayrı ayrı terör örgütü olduğunu mahkeme kabul etmiştir. Bu sebeple Bakanlar Kurulu kararı ile İnterpol aracığıyla kırmızı bülten çıkarılması gerekir iken PYD için bu yapılmamıştır.”
MAKAM VE MEVKİ, SUÇ İŞLEME ÖZGÜRLÜĞÜ VERMEZ
“Başta Cumhurbaşkanı, dönemin Başbakanı, dönemin Dışişleri Bakanı, görüşme ve karşılama yaparak TCK uyarınca sorumlu olan sıralı hiyerarşik sorumluların tespiti ile cezalandırılması gerekmektedir. Kayırmacılık yapılarak suç ve suçluyu övmeye, teröre yardım ve yataklık suçunun işlenerek yargıya ve devletin de itibarının sarsılmasına sebebiyet verilmiştir. Mahkemenin terörist gördüğü örgütün başındaki kişiyi ise siyasi iktidar terörist olarak görmemiştir. Suçluyu korumuştur, kayırmıştır. Özel davetiye, ikramlar, yemekler, protokoller ve karşılamaların tamamı suçtur. Makam ve mevki, suç işleme özgürlüğü vermez. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü ilkesi uyarınca bu soruşturmanın yapılarak tüm hiyerarşik sorumlular hakkında işlemin yapılması yasanın amir hükmüdür. Kanunlara göre, örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır. Terör örgütü PYD’nin yöneticisi olarak kabul edilen Salih Müslim’ in gelişine ilişkin olarak kırmızı halı ile karşılanması, Türk Ceza Kanunu’nun 215. ve 122. maddelerine göre cezalandırmayı gerektirir.”
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.