aa_7Jx7L.jpg

Kırıkkale’de eski eşi tarafından katledilen Emine Bulut Cinayetine tepkiler çığı gibi büyüyor. Türkiye genelinde milyonlarca insan cinayete tepki gösterirken, Gaziantep’te KESK Şubeler Platformu üyeleri bir basın açıklaması düzenleyerek, kadın cinayetlerinin geldiği vahim boyuta dikkat çektiler.



25 Ağustos 2019 Pazar
Gaziantep

Türkiye Kırıkkale’de eski eşi tarafından katledilen Emine Bulut Cinayeti ile sarsıldı. Emine Bulut’un vahşice katledilmesi Türkiye’de yaşanan kadın cinayetlerinin geldiği boyutu gözler önüne sererken, tepkiler sürüyor. KESK Gaziantep Şubeler Platformu üyeleri bir araya gelerek konuya ilişkin bir basın açıklaması düzenlediler. Düzenlenen basın açıklamasında Gaziantep Kadın Platformu Adına Sara Alagöz, açıklamalarda bulundu.

Alagöz, “18 Ağustos'ta yine bir kadın, yine boşandığı eski eşi tarafından öldürüldü. Kırıkkale’de eski eşi Fedai Baran tarafından defalarca bıçaklanarak 10 yaşındaki kızının gözleri önünde katledilen Emine Bulut’un son sözleri “ölmek istemiyorum” oldu. Emine Bulut’un haykırışı hepimizin haykırışıdır. Ölmek istemiyoruz! Yine 18 Ağustos'ta (aynı gün)  hakkında uzaklaştırma kararı aldıran eşini, çocuklarının gözü önünde Konya'da 3 çocuk annesi eşi Tuba Erkol'u  Bekir Erkol   20 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Katilin gazetecilerin “Pişman mısınız?” sorusuna “Namus için pişman mı olunur?” diye yanıt verdi. Annesinin öldüğünden habersiz 9 yaşındaki Müşerref'in ise "Annemsiz uyuyamam ki. Onsuz nasıl yatarım? Ne olur doktorlara biraz daha para verin de annemi yaşatsınlar" çığlığı bizim isyanımızdır.”

“TEMMUZ AYINDA 24 KADIN KATLEDİLDİ”

“Kırıkkale'de eski eşi tarafından katledilen Emine Bulut cinayetinin şokunu henüz üzerimizden atmamışken kan donduran bir başka olay da ilimizde Gaziantep'te yaşandı. Yeni doğum yapan Güldane Y. (28), hastanede yatarken boşanma aşamasındaki eşi Ahmet Y. (35) tarafından dövülüp, başından, kolundan ve yüzünden bıçaklandı. Vahşice işlenmiş bu cinayetleri Gaziantep’teki kadınlar olarak lanetliyoruz. Hep söylediğimiz gibi, bu cinayetler münferit değil, ataerkil sistemin gerçekleştirdiği sistematik kadın katliamlarının olağan hale getirilmiş bir parçasıdır. Nitekim, yalnızca geçtiğimiz temmuz ayında ve yalnızca basına yansıdığı kadarıyla 24 kadın en yakınındaki erkekler tarafından katledildi.”

“YARGI SİSTEMİ SUÇUN EN BÜYÜK ORTAĞI”

“Emine Bulut,  kadınlara çizilen muhafazakar sınır nedeniyle öldürüldü. Bu bir cani “adam” cinayeti değil, sinirlerine hâkim olamamış ruh hastası “adamın “yaptığı münferit bir cinayet ise hiç değil. Kadınların ısrarla sıkıştırıldığı şiddet cenderesinin sonuçları bunlar. Kadınları korumayan, uğradığı ya da uğrayabileceği şiddetle onları baş başa bırakan, hatta daha önemlisi şiddeti bizzat yaratan ve körükleyen sistem öldürdü. Son 17 yılda  kadına yönelik eril şiddet, %1400 artmıştır. Şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturmak yerine, kadın düşmanı, cinsiyetçi, savaş ve nefret politikalarıyla kadına yönelik şiddeti derinleştiren siyasi iktidar diğer yandan da kazanılmış haklarımıza saldırmaktadır. İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasasını dahi yok etmek istemektedir. Erkeği koruyan, cesaretlendiren, cezasız bırakan yargı sistemi de bu suçun en önemli ortağıdır.”

“YASAL DÜZENLEME YAPILMALI”

“Kadına yönelik şiddetin aldığı boyut, Emine Bulut’un ölümüyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kadınların yaşam hakkının yok edildiği bir noktadadır. Kadınlar herkesin gözü önünde öldürülürken, ihtiyacımız olan kadınları her açıdan koruyacak yasal düzenlemelerdir. Emine Bulut’un ölümü yeniden göstermiştir ki kadınları erkek şiddetinden hızlıca koruyacak 6284 sayılı yasa hayatidir. Yasanın sınırlandırılması anlamında yapılacak müdahaleler kadınların daha fazla ölmesi anlamına gelecektir.Kadına yönelik şiddetin cinayetle noktalandığı bir ülkede yaşanan son vahşete sessiz kalınmaması, çocuklarımızın ve kadınlarımızın güvenli geleceklerinin garanti altına alınması ve de şiddet olgusunun kadın bedeni üzerinden elini çekmesi için yargı sistemimizin bu canileri en ağır biçimde cezalandırması ve sosyokültürel düzlemde tüm yaşama alanlarımıza sirayet etmiş eril tahakkümün dilimizden, anlayışımızdan ve algımızdan bütünüyle çıkarılması gerekmektedir.”

“EMİNELERİN HESABINI SORMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”

“İstanbul sözleşmesi feshedilsin diyenlere, kadınları şiddet gördüklerinde başvurabilecekleri mekanizmalardan yoksun bırakmak isteyenlere, kadın istihdamını arttırıcı politikalar geliştirmek yerine kadınların nafaka hakkına göz dikenlere, şiddeti, tacizi, tecavüzü, çocuk istismarını engellemek yerine kadınların kazanılmış haklarını ellerinden almaya çalışanlara karşı bizler kadın mücadelemizi yükselmez isek ölmeye devam edeceğiz. Artık bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Öfkemizle, hıncımızla kadın düşmanı politikalarınıza karşı duracağız. Kadınların bu ülkede can güvenliği sorunu varken, bizler yaşam hakkımız için sokakta, adliye koridorlarında olmaya devam edeceğiz. Artık bir şeyler değişecek, annelerinin başında çığlık atan kız çocuklarına bir söz veriyoruz. Kadınların öldürülmediği, çocukların güldüğü bir Türkiye mümkün! Bazı mutlak yasaklar vardır: İnsanın insana eziyeti, işkence mutlak yasaktır. Tüm dünya bunu kabul eder. Kadına yönelik suçlar konusunda da böyledir. Şiddeti normalleştirmek yasaktır. Şiddeti, gelenekle açıklamak yasaktır.” Böylesi vahşetin yaşandığı bugün ve her gün Gaziantep Kadın Platformu olarak, her türlü şiddete karşı şiddetsiz bir dünyayı örmek ve Eminelerin hesabını sormak için mücadelemize devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.

 






Yorumlar
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.

Yorum yaz
600

Üye Ol


Cinsiyet :
Bay
Bayan





Üye Girişi