Sevgili okurlarım, biliyorsunuz Gaziantep’te korona virüs sayısında artış söz konusu.
Bu artışın önemli unsurlarından birinin ise OSB’deki fabrikalar da çalışan ve virüse yakalanan işçiler olduğu yazılıyor, çiziliyor.
Şu anda onlarca işçiye, virüsün bulaştığı belirtiliyor.
Hatta, sadece bir fabrika da vaka sayısının 29 olduğu ifade ediliyor.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Bundan yaklaşık iki ay önce bir yazı kaleme almıştım.
OSB’de virüs tedbiri yeteri kadar alınıyor mu? Başlığı ile kaleme aldığım yazı da, şunları söylemiştim:
Sevgili okurlarım, bu virüs olayının Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde ne kadar ciddiye alındığını, burada bulunan işletmelerin ne kadar tedbir aldığı merak konusu.
Tarafıma gelen bilgiler, bu işin bazı fabrikalarda çok da ciddiye alınmadığı yönünde.
Örneğin, kayyım tarafından yönetilen Naksan Holding’te işçilerin fabrika giriş ve çıkışlarında ateşlerinin ölçülmediği belirtiliyor.
Vakanın Türkiye’de görülmesinin üzerinden bir hafta geçmesinin rağmen işçilere maskelerin yeni yeni dağıtıldığı, hatta bazı işçilerin henüz maske bile almadığı söyleniyor.
Tabi, bu bilgi tarafıma iletilince, holding yetkililerinden konu hakkında bilgi aldım.
Onlar, gereken tedbirler alındığını, ateş ölçümü yapıldığını, maskelerin dağıtıldığını belirttiler.
Bir tarafta gereken tedbirler alınmadı diye veryansın eden işçiler, emekçiler, diğer yanda ise tüm tedbirlerin alındığını söyleyen işletme yetkilileri var.
Ayrıca, işçi sendikalarının söylediğine bakılacak olursa Sanko, Merinos gibi bazı işletmelerin tedbirler aldığını, diğer işletmelerde ise ne sağlık bakanlığının, ne çalışma bakanlığının, ne valiliğin, ne de işletmelerin aldığı tedbirin olmadığı söyleniyor.
Umarım, bu iş ciddiye alınır.’’
***
Tabi, bu yazının ardından Naksan, gereken önlemleri aldı.
Ama, diğer işletmeler aldı mı, o da soru işareti.
Almış olsalar idi, bugün bu durum ortaya çıkmazdı sanırım.
Evet.
Bugün OSB’de ve Gaziantep’te kötüye giden bir artış ile karşı karşıyayız.
İşin nereye varacağı belirsiz.
Nasıl çözüleceği, nasıl bir yol haritası bulunacağı da henüz tam olarak belli değil.
Ha, tek ben mi uyarmıştım?
Elbette hayır!
Bazı vekiller, işçi sendikaları bu duruma dikkat çekmişlerdi.
Hatta, HDP’li Mahmut Toğrul, işçiler için meclise önerge dahi vermişti.
Görünen o ki, ne yazılanlar, ne konuşulanlar, ne açıklamalar, ne de meclise taşımak bir anlam ifade etmiş.
Ancak, ben vicdanen rahatım.
Görevim gereği yazı yazdım ve uyarı da bulundum.
Elimden geleni yaptım.
Gerisi devletin ve ilgili kurum ve kuruluşların işiydi.
Anlaşılan o ki, pek fazla olaya ciddi yaklaşılmamış.
Önümüzdeki günler, bazı şeyleri daha net gösterecektir diye düşünüyorum.
Yazımı, yine bir temenni ile noktalıyorum:
‘’İnşallah, hem şehir olarak, hem ülke olarak, en az kayıp ile, en kısa süre de bu virüs belasından kurtuluruz.’’
Millet olarak, devlet olarak, ülke olarak rahat bir nefes alırız.
Kalın sağlıcakla.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.