KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, “En önemli güvencemiz, bu ülkenin kültürel, bilimsel birikimi ve bu toprakların köklü emek, barış, demokrasi mücadelesi geleneğidir. Ülkemizde tamamen yok edilen demokrasiyi acilen güçlü bir biçimde yeniden inşa etmek için ihtiyacımız acil birlik, acil dayanışma ve acil mücadeledir. Bizler emek ve meslek örgütleri olarak, yarın çok geç olmadan tüm emek, barış ve demokrasi güçlerini, tüm kişileri ve kurumları dayanışma içinde olmaya ve omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz” dedi.
KARŞIMIZDAKİ TABLO DAHA TEHLİKELİ BİR YÖNELİME İŞARET ETMEKTE
Parlakçı, “Tarihimizde hemen her kontrgerilla saldırısında gördüğümüz politik simgeler, uluslararası bağlantılar, kolluk güçlerinin ‘İhmalleri’, ‘Kimseyle bağlantısı olmayan münferit bir meczup’ olarak ilan edilen failler ve bir süre sonra saldırıya uğrayanları suçlama taktikleri bu saldırıda da aynen kendini göstermiştir. İktidarın ve emrindeki medyanın kışkırtıcı, ayrıştırıcı, bölücü ve hedef gösteren söylemlerinin bu tür saldırıları azmettirici etkisi ortadadır. Ancak karşımızdaki tablo bundan daha tehlikeli bir yönelime işaret etmekte” açıklamasını yaptı.
Saldırı, kapısında her an polis bekleyen, etrafında kuş uçurtulmayan bir binada gerçekleştirildiğini hatırlatan Parlakçı, “Bu saldırı, halkın tek başına iktidara son verdiği 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası terör döneminin hatırlatıldığı; muhalif gazetecilere ve siyasetçilere saldıranların cezasız kaldığı hatta övüldüğü ve terfi ettirildiği; muhalefetin “bunlar iyi günleriniz, daha neler olacak” diye tehdit edildiği; iktidar-yargı-sermaye-mafya ve medya ilişkilerindeki kirli çamaşırların iç çatışmalar sonucu birer birer ortaya döküldüğü bir dönemde gerçekleşti” tespitini yaptı.
MANZARANIN İZAHA GEREKSİNİMİ YOKTUR
KESK Dönem Sözcüsü Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Manzaranın izaha gereksinimi yoktur. Bu karanlık tablodan sorumlu olanlar, bu cinayeti soruşturamaz, bu çürümüşlüğün hesabını soramaz. Bütün yönleri ile çürüyen bu düzenin üzerimize çöküşünü beklemek de akılcı değildir. Çünkü bu düzen çökerken daha fazla acı, kan, gözyaşı, işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik, savaş, baskı ve zulüm getirmektedir. Türkiye bu karanlık gidişe mahkûm değildir. Bu enkazın yıkıntıları arasından emeğin, barışın ve demokrasinin egemen olduğu bir ülkeyi, omuz omuza kardeşçe yeniden kurmak için kaybedilecek her vakit, çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğinden çalınacak.”
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.