Birkaç günden beri kentimizde yaşanan gelişmeleri izliyoruz.
Sıcağı sıcağına şimdilik birkaç cümle ile bir yazı kaleme almak istedim.
Daha sonra gerekirse geniş yazılar yazarım.
Birincisi…
Son dönem de, özellikle pandemi ile birlikte, Türkiye’de ciddi bir pahalılık yaşanıyor.
Toplumun her kesiminin alım gücü düştü.
Halk, zor geçinmeye başladı.
Bunun üzerine iğneden ipliğe her şeye gelen zamlar, insanları zor durum da bıraktı.
Daha sonra elektriğe, doğalgaza, benzine, yakıta ciddi zamlar yapıldı.
Kentimiz de ev fiyatları uçtu…
Kiralar ciddi oranda zamlandı.
Hal böyle olunca, insanlar geçinemez noktaya geldi.
Daha sonra, asgari ücrete yüzde 50 gibi bir artış yapıldı.
Ancak, bu artış yeterli olmadı.
Hal böyle olunca, OSB’de çalışan işçiler, patronlardan yüksek ücret beklemeye başladı.
Beklenen artışlar yapılmayınca, bazı fabrikalarda çalışan yüzlerce insan iş bıraktı.
Eylem yapmaya başladı.
Haklılar mı?
Evet haklılar.
Sonuçta bir emek veriyorlar.
Alın teri döküyorlar.
Bunun karşılığında iyi bir ücret isteyebilirler.
Burada sorun yok.
Ancak, gel görelim ki, işveren tarafı da çok iyi durum da değil.
Özellikle pandemi ile talep patlaması yaşandı.
Talepler artınca, hammadde fiyatları, petrol fiyatları, navlun fiyatları arttı.
Bunun üstüne bir de doğalgaza, elektriğe ciddi zamlar yapıldı.
Üstüne bir de asgari ücrete yüzde 50 zam geldi.
Hal böyle olunca, işveren de zor durum da kalmaya başladı.
Bunun yanına bir de bankaların uyguladığı yüksek faiz oranları, döviz kurundaki ciddi artışlar, gaz sıkıntısı gelince, iş daha da içinden çıkılmaz hale geldi.
Yani, anlayacağınız işçi de, işveren de kendi tarafından haklı.
Ama şartlar ortada.
Ayrıca bazı işverenler, her şeye rağmen işçisine 5 bin, 5 bin 500 TL civarında bir ücret veriyor.
Türkiye şartlarına bakıldığında, bu ücretler de az değildir diye düşünüyorum.
Ama işte dediğim gibi, hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısı da vatandaş için zor bir dava.
Bu ülkede, normal şartlarda bir eve en az 10 bin TL girdiği takdir de iyi kötü bir geçim sağlanabilir.
Bu rakamın altında ise zaten geçinmiş olunmaz.
Bu gerçeği de vurgulayarak yazıyı şimdilik noktalıyorum.
Kalın sağlıcakla.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.