KENTSEL DÖNÜŞÜM MAĞDURU BODUR: 5 KİŞİ ÜZERİME ÇÖKTÜ

Geçtiğimiz günlerde Şehitkâmil Belediye Meclisini izlemek etmek isterken salona alınmayan, sürüklenerek salon dışarısına çıkartılan ve darp edilen Hasan Bodur, olayla ilgili konuştu. Bodur, ’5 kişinin tek başıma bana saldırması, darp etmesi, sözün bittiği yer.’’ dedi.

Bodur, geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan Şehitkâmil Belediye Meclisi’ni izlemek istemiş, fakat salona alınmamıştı. Daha sonra polis, başkanın koruması ve özel güvenlik görevlileri tarafından salonun bulunduğu sokağa götürülen Bodur, burada darp edilmiş, başkanın korumasının ‘Seni buraya gömerim lan’ tehdidine maruz kalmıştı.

ŞİDDETE UĞRAYAN BODUR KONUŞTU

Yaşanan üzücü olayın ardından Bodur, sosyal medya platformu üzerinden yayın yapan bir yayına katıldı. ‘Tüketici dostu’ programında Nilüfer Tuba Akman’a konuşan Bodur, şunları söyledi: ‘‘Yaklaşık 6 aydan beri, Şehitkâmil Belediye Meclisi’nin yapıldığı salonun önüne gidiyor, pankart açarak, sesimi meclis üyelerine duyurmaya çalışıyordum. Olayın yaşandığı günün iki gün öncesinde, yine meclis oturumu yapılmış, orada CHP’li üyeler, benim mağduriyetimi dile getirmişti. CHP’lilerin dile getirdiği bu konu hakkında Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu cevap vermiş, beni anlaşmaya yaklaşmamakla suçlamıştı. Meclise benimle ilgili yanlış bilgi vermişti. Halbuki, biz her zaman anlaşma taraftarıydık. 4 katlı evimize karşılık, sadece yeni yapılan binalardan iki daire istiyorduk. İşte yaşanan bu gelişmeden dolayı meclisi izlemeyi, mecliste benim konu yeniden gündeme gelecek mi diye takip edecektim.’’

5 KİŞİNİN BİR KİŞİYE SALDIRMASI, DARP ETMESİ, SÖZÜN BİTTİĞİ YER

‘’Ama bu isteğim gerçekleşmedi. Meclis salonuna yöneldiğimde, polis, başkanın koruması ve özel güvenlik görevlileri tarafından engellenmeye çalışıldım. İçeri girmede ısrar edince, beni kucaklayıp, salonun dışındaki sokağa götürdüler. Orada 5 kişi üzerime çöktü, beni darp ettiler. Gerçekten üzücü şeyler yaşadım. Hiçbir insanın yaşamak istemeyeceği şeyleri yaşadım. Bir insan olarak bunu söyleyeyim. Çünkü, yaşadığım şeyler, onur kırıcı, gurur kırıcı şeylerdi. 5 kişinin bir kişiye saldırması, darp etmesi, sözün bittiği yer yani.’’

BİR VATANDAŞIN MECLİS OTURUMU İZLEMESİ KANUNU BİR HAKTIR

‘’Bir vatandaşın meclis toplantılarını izlemesi kanuni bir haktır. Meclis çalışma yönetmenliğinin 11. Maddesi gayet açıktır. O madde de, 'meclis toplantıları halka açıktır' der. Ben de bu hakkımı kullanmak istedim. 400 günden beri eylem yaptığım için, beni tüm kurumlar tanıyor. Polisler, güvenlik şube, belediye çalışanlarının hepsi beni tanıyor. Benim eyleme başladığım günden beri, kimseye herhangi bir zararım olmadı. Herhangi bir kanunsuzluk, kırıcı bir durum yaşanmadı. Cebimde bir çakı bile yok. Benim nasıl bir yapıda olduğumu gayet iyi biliyorlar. Belediyelerin aylık meclis toplantıları var. Ben de yaklaşık 6 aydan beri bu meclislerin bulunduğu salonun önüne gidiyor, pankartımı açarak, sesimi duyurmaya çalışıyordum. 400 gündür yaşanmayan şeyler, meclisi izlemeye girmek isteyince yaşandı. Bu saldırıyı kamu görevlisi birilerinin yapması, gerçekten üzücü bir durum. Kimsenin böyle şeylerle karşı karşıya kalmasını temenni etmem. Kimse dayak yiyip, gömleği parçalanmış şekilde gözükmek, deşifre olmak istemez. Gerçekten onur kırıcı, gurur kırıcı bir durum. Umarım, böyle şeyler bir daha yaşanmaz. Ama ülkemizde bu durumlar, çok fazla yaşanıyor.’’

KANUNUN, HUKUKUN ETRAFINDAN DOLANARAK, EVİMİZİ RİSKLİ YAPI İLAN ETTİLER

‘’Bizim evimizin olduğu bölge, 10 yıldan beri kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiş durumda. 10 yıldan beri, farklı şekillerde sıkıntılar çekiyoruz. Son iki yıldan beri, belediyenin bize baskıcı tavırları arttı. Bizim evlerimizi hukuksuz, kanunsuz bir şekilde yıkıyorlar. Yerine yeni konutlar yapıyorlar. Yani yıkım için mahkeme kararı çıkıyor, ama kılıfına uyduruluyor. Çıkan kararlar, imar yasasına, diğer maddelere uygun değil. Bunu mahkemelere baskı yaparaktan, 20 yıllık iktidar gücünü, kamu gücünü kullanaraktan yapıyorlar. Kanunun, hukukun etrafından dolanarak, evimizi riskli yapı ilan ettiler. Hukuki bir şey değil yapılanlar. Kapımızı kırdılar, evlerimizden karot aldılar. Kendi anlaştıkları yerlere bu analizi yaptırarak, evimizi riskli alan ilan ettiler. Ben de bu hukuksuz olduğu için, ne yapabilirim diye düşündüm. Sonunda pankartlı eylem yapma kararı aldım. Yaklaşık 397 günden beri bölge adliye mahkemesi, Şehitkâmil Belediyesi, Büyükşehir Belediyesi, meclis toplantılarının ve toplu etkinliklerin yapıldığı yerlerde eylem yapıyorum. Mağduriyetimi duyurmaya çalışıyorum.’’

4 KATLI EVİMİZE KARŞILIK TEKLİF EDİLEN PARA İLE YARIM DAİRE BİLE ALAMIYORUZ

‘’Belediye, benim ile üç defa görüştü. Birinci görüşmede, 490 bin TL teklif ettiler. İkinci görüşmemizde ise bana 3.5 kat evimize 800 bin TL teklif ettiler. İşin acı tarafı nedir biliyor musunuz? Benim 3.5 kat evime 800 bin TL teklif ediyorlar. Şu anda bizim evlerimizi yıkıp yerine diktikleri 10’ar katlı binalardaki sadece bir daireyi 1800 ile 2.5 milyon TL arasında bir fiyata satıyorlar. Yani bizim 4 katlı evimize teklif ettikleri para ile, kendilerinin yaptığı dairelerden yarım daire dahi alamıyoruz. Ben bunların ne kadar acımasız, ne kadar duyarsız, bizleri nasıl bu hale sokacak kadar acımasız olduklarını anlamıyorum. Ben diyorum, rant bunların gözlerini ve akıllarını bu kadar mı kapatmış? O alanda, bölge idare mahkemesinin kesin yürütmeyi durdurma kararı var bizim lehimize. Çünkü, orada kamu yararı gözetilmedi ve mahkeme bunun için yürütmeyi durdurdu.

GAZETEMİZ VE BOZKURT’A TEŞEKKÜR ETTİ

Bodur, ayrıca yayının sonuna doğru, gazetemize ve gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Bozkurt hakkında da konuştu. Bozkurt’un polisin engeline rağmen yaşananları kayda alıp, tüm Türkiye’ye duyurduğunu belirten Bodur, ‘’Ama, şunu da vurgulamak istiyorum. Gaziantep’te Detay Gazetesi sahibi Mehmet Bozkurt var. Gerçekten risk alarak, cesurca gazetecilik görevini yaptı. Ona buradan teşekkür ederim. Tüm Türkiye’nin bu ismi bilmesi lazım. Bu olayı hem haber yaptı, hem de bu görüntüleri çekti. Orada başka gazeteciler de vardı. Ama onlar gelip çekmediler. Şayet onun çektiği görüntüler olmasaydı, bugün onların yaptıkları yanlarına kalacaktı. Bana yapılan zulmü kamuoyu duymayacaktı. Çünkü onları polis engellemeye çalışmasına rağmen, onlar bu yaşananları görüntüledi. Onlara çok çok teşekkür ediyorum. Öyle gazetecilerin sayısının artmasını diliyorum.’’ dedi.

---