KESK Gaziantep Şubeler Platformu üyeleri, Vergi Dairesi önünde bir açıklama yaptı. Basın açıklamasını okuyan KESK Gaziantep Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Parklakçı, 12 yıl içinde kaybedenin hep emekçiler olduğunu söyledi. “Daha fazla yoksullaştırıldık, daha güvencesiz hale getirildik” diyen Parlakçı, “Haklarımız tek tek elimizden alındı. Çünkü o masanın biçimini ve özünü tarif eden yasa daha baştan tüm kuralları işverenin lehine koymuş. Yetmemiş masada oturan yandaş konfederasyona her türlü avantajı vererek işini yüzde birlik bir riske dahi bırakmamış. O da yetmemiş masaya oturmadan TÜİK eliyle rakamlara takla attırılmış ve masaya götürülecek teklifin en asgari düzeyde olmasının önü açılmıştır” dedi.
Krizden nemalananların daha yüksek kârlar elde ederken sıra emekçilere geldiğinde ‘kaynak yok’ dendiğini hatırlatan Parlakçı “Mevcut ekonomik krizden şikâyet eden, zordayız diyen bir tane sermaye temsilcisi gördünüz mü? Göremezsiniz çünkü öyle bir dertleri yok. Eskisinden daha fazla kar elde ediyorlar. Ama bizler bırakın ay sonunu ayın ortasını bile zor getiriyoruz. Biz yoksullaştıkça onlar zenginleşiyor, büyüyor. Hem maaşımızdan-ücretimizden kaynakta kesilen vergilerle, hem tükettiğimiz her üründe ödediğimiz KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin gittikçe artırılması ile tüm yük bize yıkılıyor. Satın alma gücümüz her geçen gün eriyor. Maaşlarımız, ücretlerimiz buharlaşıyor. Bankaya, çevresine, akrabalarına borcu olmayan kamu emekçisi yok” diye konuştu.
“TÜİK RAKAMLARI DEĞİL YOKSULLUK SINIRI TEMEL ALINSIN”
Hükümetin temmuz maaş artışlarıyla milyonlarca kamu emekçisini çalışırken daha fazla yoksulluğa, emekli olunca ise daha fazla sefalete terk eden yeni bir maaş-ücret rejimi yarattığını ifade eden Parlakçı, tüm kamu emekçilerine brüt 8 bin 138 TL olarak verilen ilave seyyanen ödeneğin mevcut taban aylık katsayısına dâhil edilmesini talep ettiklerini belirtti.
TÜİK rakamlarının değil, yoksulluk sınırı temel alınarak ücretlerin belirlenmesini istediklerini ifade eden Parlakçı, bazı taleplerini şu şekilde sıraladı; “İktidarın ‘en düşük maaş’ olarak ifade ettiği maaşın dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı üzerine, yani 2024 yılı Ocak ayı itibariyle 45 bin TL’ye çıkarılmalıdır. Eş yardımı 3 bin 310 TL’ye, çocuk yardımı her çocuk için 2 bin 220 TL’ye çıkarılmalı, konutu olmayan kamu emekçilerine büyükşehirlerde 7 bin 500 TL, diğer şehirlerde 5 bin TL kira yardımı verilmelidir. Vergide adaletin sağlanmasını, dolaylı vergilerin düşürülmesini, servet vergisi getirilmesini ve sağlıkta şiddetin önlenebilmesi için etkin bir yasa istiyoruz.”
“TALEPLERİMİZ KABUL EDİLMEZSE İŞ BIRAKIYORUZ”
Parlakçı son olarak, “Bu talepler karşılanamaz talepler değildir ve kaynak fazlasıyla vardır. Yeter ki, iktidar tercihini sermayeden yana değil emekten ve emekçiden yana koysun. Ancak diğer TİS görüşmelerinde olduğu gibi bir kez daha TÜİK verileri esas alınarak sadece birkaç başlıkta önümüze bir teklif gelirse KESK olarak kabul etmeyeceğimizi ve 16 Ağustos 2023 Çarşamba günü üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağımızı buradan ilan ediyoruz” dedi.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.