VATAN VE MİLLETİNE HİZMET ETMEK İSTEYEN BİR BİLİM İNSANININ BAŞINA GELENLER

MEHMET BOZKURT YAZDI

Sedat Işıkay.

Önce Gaziantep Üniversitesi’nde, şimdi ise Gaziantep İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde görev yapan bir bilim insanı.

Vatanını, milletini, devletini seven değerli bir insan.

Okumuş beyinlerin yurt dışına gittiği, neredeyse doktorun, hocanın kalmadığı bir ortamda Gaziantep’te kalıp, doktor, hekim, yeni hocalar yetiştirme çabasında olan bir isim.

Işıkay, genetik bir hastalık olan Elbracht-Işıkay sendorumu hastalığını buldu.

Adını tıp ve bilim tarihine yazdırdı.

Bu başarısından dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli’den tebrik aldı. Bununla da kalınmadı. Beştepe’ye çağrıldı ve ödüllendirildi.

Bu başarısı ile Türk ve dünya tarafından yakın takibe alınan Işıkay’ın bu başarısı ödülsüz kalmadı.

Birkaç ay öncesine kadar Arif Özsağır’ın yönettiği Gaziantep Üniversitesi’nde görev yapan Işıkay, tehdit edildi, mobbinglere maruz kaldı. Rektör ve sağlıktan sorumlu rektör yardımcısı Ayşe Balat ile yıldızı parlamadı ve son çare olarak üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı.

Bu süreçte, süresi dolmasına rağmen ‘Prof’luk kadrosu verilmedi ve süründürüldü.

Işıkay, Gaziantep Üniversitesi’nde yaşadığı ağır tramvaların ardından  Gaziantep İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin yolunu tuttu ve orada göreve başladı.

‘Prof’ ünvanına da orada kavuşabildi.

Şimdi, o üniversitede derse giriyor, doktor, hekim, yeni hocalar yetiştiriyor.

                                                                                  ***

Üniversitenin yanı sıra halkına hizmet vermek, tedavi etmek, hasta insanları iyileştirmek isteyen Işıkay, ders vermenin yanı sıra haftanın belirli günlerinde Dr. Ersin Arslan Hastanesi Mücahitler Binası’nda görev yapıyor.

Biliyorsunuz, şehir hastanesinin açılmasının ardından diğer devlet hastaneleri geri planda kaldı.

Mevcut çalıştığı hastanede ekipman, kadro, yoğun bakım olmadığı için Işıkay, şehir hastanesinde görev almayı ve orada daha fazla memlekete katkı sunmayı hedefledi.

Ancak Sağlık Bakanlığı, değerli bilim insanının bu isteğini kabul etmedi ve Işıkay’ın o hastanede çalışma isteğine olumsuz cevap verdi.

Sağlık Bakanlığı’ndan gelen cevabın ardından ‘Yapacak bir şey yok’ diyen Işıkay, üniversitedeki görevine devam ediyor ve haftanın belli günleri ise Dr. Ersin Arslan Hastanesi’nde 50-60 muayene yapıyor ve öylece yoluna devam ediyor.

Halbuki, başka ülkelerde ele geçmeyen bu hocaları, Sağlık Bakanlığı’nın, Gaziantep’i yönetenlerin, kurum ve kuruluşların el üstünde tutması, onların daha fazla memlekete katkı sunmaları için önlerindeki tüm engellerin kaldırılması gerekiyor.

Ama maalesef biz de öyle yapılmıyor.

Böyle insanlara adeta ‘memleketi terk et, git başka ülkelerde çalış' deniliyor.

Sonra da çıkıp doktor yok, hekim yok, randevu yok, Gaziantep, bebek ölüm hızında, sağlığa erişim alanında sıkıntılar yaşıyor diye feryat ediyoruz.

Böyle önemli insanların önüne böyle engeller çıkarttığımız sürece daha çok pişman olur, çok elimizi dizimize vururuz.

Ama, o zaman belki iş işten geçmiş olur.

Umarım, kenti ve ülkeyi yönetenler, Işıkay ve diğer bilim insanlarının, hekimlerin, doktorların, sağlıkçıların değerini bilir, onların ülkemizde ve kentimizde kalmaları için çaba gösterir, onların sıkıntılarına çözüm üretirler.

Yok bu yapılmazsa, kaybeden ülkemiz ve milletimiz olur diyorum.

Kalın sağlıcakla.

---