BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ!

Ümmi Gülsüm Öğrenci Yurdu’nda intihar eden Sercan Ö. olayını sorgulayan, araştıran, sorular soran ve yurdun dışından çekimler yapan gazetemiz sahibi Mehmet Bozkurt yine karakolluk oldu, yine saatlerce ifade verdi, yine karakolda saatlerce bekletildi. Yurdun müdürü, çekim yapan Bozkurt’tan iki defa şikâyetçi oldu. Şikayetlerin ardından fotoğraf makinası ve telefonlara savcılığın talimatı ile el konuldu ve polis tarafından incelendi. Bozkurt’un çektiği görüntülerde suç unsuru bir durum bulunmadı. İncelemenin ardından makine ve telefonlar, yeniden Bozkurt’a teslim edildi.

Türkiye’de gazetecilerin ve basının nasıl baskı altında olduğu, sorgulayan, araştıran, kamuoyuna gerçekleri aktarmak isteyen gazetecilerin başının nasıl belaya sokulduğu, şikayetler, ifadeler ve baskılarla nasıl sindirilmeye çalışıldığı bir kez daha görüldü. Salı günü Ümmi Gülsüm Öğrenci Yurdu’nda intihar eden Sercan Ö. olayını yakından takip eden gazetemiz sahibi Mehmet Bozkurt’un iki üç günden beri neredeyse başına gelmeyen kalmadı.

OLAYIN ARDINDAN BOZKURT HAKKINDA İKİ ŞİKÂYET! HEM DE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLALDEN

İntihar olayından dakikalar sonra yurt ve çevresinden görüntü alan, haber yaparak kamuoyunu bilgilendirmeyi hedefleyen Mehmet Bozkurt’tan, gece sabaha karşı yurt müdürü şikayetçi oldu. Şikayet gerekçesi ise ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’ idi. Müdürün şikayetinin ardından Bozkurt karakola götürülmüş, ifade vermişti. Üstüne bir de Bozkurt’un dronuna savcılık talimatı ile el konulmuştu.

BU KEZ FOTOĞRAF MAKİNASI VE CEP TELEFONLARINA EL KONULDU

Perşembe günü ise Bozkurt bu kez fotoğraf makinası ve cep telefonunu yanına alarak, yurt önüne gitti. Bozkurt’un amacı, intihar olaylarına karşı yurdun odalarındaki ve koridorlarındaki pencerelerde herhangi bir engel ya da korumalık olmadığını görüntülemek ve haber yaparak, bu durumu kamuoyuna duyurmak idi. Yurdun dış bölümünden görüntü alan Bozkurt, önce güvenlikler tarafından sorgulandı, sonra ise tehdit edildi. Özel güvenlik görevlileri, Bozkurt kimliğini göstermeyince olay yerine polis ekibi çağırdı. Bozkurt ise, özel güvenlik tarafından tehdit edildiği, fotoğraflarının çekildiği için şikayetçi oldu. Olay yerine gelen polis hem Bozkurt’u, hem de iki güvenlik görevlisini karakola götürdü. Bozkurt’tan hem güvenlik görevlileri, hem de yurt müdürü şikayetçi oldu. Yurt müdürü, Bozkurt’u bir kez daha ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçlamasından şikayet ettiği için, bu kez Bozkurt’un fotoğraf makinesi ve telefonlarına polis, savcının talimatı ile el koydu.

‘YA GÖRÜNTÜLERİ RIZANLA BİZE GÖSTER, YA DA MAKİNA VE TÜM TELEFONLARINA EL KOYACAĞIZ’ DEDİLER

İbrahimli Polis Merkezi’ndeki polisler, gazetemiz sahibi Bozkurt’a, ‘Ya rızanla telefon ve fotoğraf makinesindeki görüntüleri bize göster, ya da hepsine el koyacağız. Artık ne zaman geri elinize geçerse cihazlar’ dediler. İlk başta dronu, sonra ise fotoğraf makinası ve telefonlarına el konulan Bozkurt, işinin aksamaması adına kendi rızası ile görüntüleri polislere gösterdi. Polisler, görüntülere baktı ve o görüntüleri muhafaza altına aldı. Daha sonra ise makinası ve telefonları kendisine verildi.

KIZ ÖĞRENCİ YURDUNDA KORUMALIKLAR VAR, ANCAK ERKEK ÖĞRENCİ YURDUN DA HİÇBİR ŞEY YOK

Gaziantep Üniversitesi içerisinde bulunan kız öğrenci yurtlarının camlarında intihar olaylarına karşı korumalık tarzında önlemler alınmış durumda. Ancak, erkek öğrenci yurdunda önlem adına hiçbir şey yok. Gerek odaların camları, gerekse koridor camları açık ve korumasız.

GEÇEN YILDA BİR ÖĞRENCİ KENDİNİ AŞAĞIYA ATMIŞTI

Öte yandan, geçen yılda aynı yurtta bir intihar olayı yaşanmış ve bir öğrenci onuncu kattan kendini aşağı atmıştı. Olay sonrası aylarca hastanede yaşama mücadelesi veren o öğrenci, kurtarılamamıştı.

SEVDA KARACA, MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

14 vekili olan Gaziantep’te, yurttaki intihar olayını EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, meclis gündemine taşıdı. TBMM Genel kurulunda bir konuşma yapan Karaca, şunları söyledi:

‘‘Gaziantep Üniversitesi öğrencisi bir arkadaşımız, KYK yurdunun onuncu katından aşağıya atlayarak, yaşamına son verdi. Çok üzgün ve öfkeliyiz. Nedeni belirsiz diyor gazeteler. Oysa ardı ardına gelen intiharlar gibi, Sercan’ın intiharının nedeni de belli. Geleceksizlik, yoksulluk, umutsuzluk. Gençler, her sabah daha fazla borca, çaresizliğe, umutsuzluğa uyanıyor. Üzerlerine çöken bu itaat düzeni yurtta da, kampüste de, üç kuruşa çalıştıkları işyerlerinde de aynı dili konuşuyor. Sus, kabullen, sorgulama. Hatta kalkıp, coğrafya kaderdir diye bile konuşabiliyorlar. Her bir gencin ölümü, bu iktidarın elinde kandır. Ya bu düzen değişecek, ya da gençler bir bir hayatını kaybedecek. Genç arkadaşlarımıza sesleniyoruz. Umudu bu düzenin çarkları arasında çiğnetmemek için birleş, örgütlen, değiştir’’ dedi.

REKTÖR DOĞAN’DAN BAŞSAĞLIĞI MESAJI

Serdar Ö’nün vefatı ile ilgili Gaziantep Üniversitesi rektörü Sait Mesut Doğan’da bir başsağlığı mesajı yayınladı. Doğan mesajında, ‘‘Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerimizden Sercan Özdemir’in vefatını derin bir üzüntüyle öğrendim. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve üniversite camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum’’ dedi.

---