Yorum yaz
Virüs meselesi ortaya çıktıktan sonra, tüm gazeteler olduğu gibi, bizler de baskıya ara vermiştik.
Yaklaşık, iki aydan beri gazete baskısı yaptırmıyorduk.
Bayram dolayısıyla dün, zorunlu olarak baskı yaptırdık.
Gazete basıldıktan sonra, matbaacımız hesabı gönderdi.
Hesapta, eski baskı ücretine nazaran 150 lira civarında bir artış vardı.
Matbaacı abimize, bu artışın nedenini sordum.
Matbaacı abimiz de, ’’Doların yükselmesinden dolayı baskı ücretlerine zam geldi.’’ dedi.
Biliyorsunuz, kâğıt dışardan ithal geliyor.
Dolara zam gelince, ister istemez kâğıt fiyatları da artıyor.
Kağıdın fiyatının artmasına paralel olarak da, gazetelerin baskı giderleri artıyor.
Yani, anlayacağınız dolar arttıkça, gazetelerin maliyeti de artacak
***
İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte, son dönemler de gazetelerin geliri ciddi oranlarda düşmüştü.
Buna 2018 yılındaki papaz olayından sonra kurdaki artış eklenince, gazeteler açısından durum daha da kötüleşti.
Hatta, bazı ulusal gazeteler dahi gazete baskılarını sonlandırdı.
İnternet gazeteciliği ile yola devam etme kararı aldı.
Kör-topal bir şekilde giden sürece bir de virüs eklenince, iş daha da çıkmaza girdi.
Çünkü, virüs nedeniyle hemen hemen tüm firmaların, şirketlerin, özel sektörün ve esnafların işleri düştü.
Onların işleri kötüye gidince, basına verdikleri abone, ilan vs. destekler kesilmeye başladı.
Yaklaşık iki aydan beri ne günlük gazeteler, ne de haftalık gazeteler baskı yapıyor.
Virüs süreci sona erdiğinde ise nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağımız meçhul.
Ha, bu arada bazı günlük gazetelerin resmi ilandan dolayı bir gelirleri var.
Bir şekilde idare etmeye çalışıyorlar.
Ama, bizlerin o imkanı da yok.
Bizler, abonelik, ilan gibi desteklerle ayakta durmaya çalışıyoruz.
O da maalesef giderleri karşılamıyor.
Bugün maliye ve bağkur borcu olan, bu nedenle hesaplarında bloke olan, varlıklarına haciz konulan gazeteler dahi var.
Biz de bunun içindeyiz.
Bu yetmezmiş gibi, bir de şehrimizde valilik, belediyeler ve diğer kuruluşların ayrım yapması, gazetelerin bazılarına destek vermesi, bazılarını yok sayması ile durum daha vahim hale geldi.
Devletin en tepe kuruluşu olan valilik dahi, halkın parası ile gazetelerin bazılarına abonelik adı altında destek verirken, bazı gazeteleri bu desteğin dışında tutuyor.
Yani, devlet baba dediğimiz, devlet evlatlarına eşit yaklaşır dediğimiz valilik bile ayrım yapıyorsa, gerisini siz düşünün.
Böyle bir süreç ile mücadele ediyoruz.
***
Velhasıl böyle kötü bir tablo var önümüzde.
İşin nereye varacağı ise belli değil.
Böyle bir ortam da kamu görevi yapmaya çalışan, halkı bilgilendirmeye çalışan basının ve gazetelerin ne kadar sağlıklı bu işi götürecekleri, ekonomik özgürlükleri olmadan nasıl doğru, tarafsız, ilkeli, objektif olabileceğinin yorumunu ise sizlere bırakıyorum.
Sadece basın mı zorlu süreçten geçiyor?
Tabi ki, hayır!
Maalesef hem ülkemiz, hem devletimiz, hem işletmeler, kısacası herkes sıkıntılı süreçten geçiyor.
Dilerim, bir an önce bu virüs belası sona erir ve ekonomi bir toparlanma sürecine girer.
Yoksa herkesin Allah yardımcısı olsun diyorum.
Kalın sağlıcakla.
Haberle ilgili henüz yorum yapılmamıştır.